Katledilişinini 16. yılında onur üyemiz Ayşenur Şimşek”i mezarı başında andık.
Sevgili Ayşenur ŞİMŞEK
Aramızdan ayrılışının 16. yılında yine seninleyiz.
Sen, okumuş bir aydın, bir eczacı olarak düzenle barışık bir yaşam sürmek yerine, eşitsizliğe, adaletsizliğe, baskıya, zulme, sömürüye karşı örgütlü mücadele yolunu seçtin. Aynı zamanda sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinin başlangıcında, 1991 yılında Sağlık-Sen’in kuruluşunda yer aldın, Ankara şubesinde kurucu başkanlık yaptın.
Örgütlü çalışmandan dolayı tehdit edildin, yılmadın. Faili meçhullerin yoğun olduğu bir dönemde 24 Ocak 1995 tarihinde kaçırıldın. 76 gün sonra darp izleriyle dolu, üç kurşun sıkılmış cansız bedenin Kırıkkale’de bulundu. Oysa seni soranlara tüm devlet görevlileri hep aynı yanıtı vermişti; Bizde Yok!
Sevgili Ayşenur,
Bugün faili meçhul cinayetler eskisi kadar yaşanmıyorsa da, bunun nedeni vazgeçtiklerinden değil, şimdilik başka taktikler uyguladıklarındandır.
Bugün artık telefonlar alenen dinleniyor, konuşulan her kelimeden örgüt yaratılıyor. Düzmece olduğunu herkesin bildiği iddialarla, devrimciler, Kürtler, öğrenciler, sendika üye ve yöneticileri, emekçiler, kısaca muhalif olan herkes sabaha karşı gözaltına alınabiliyor, gizlilik gerekçe gösterilerek, neyle suçlandığını bilmeden aylarca tutuklu kalabiliyor.
AKP iktidarı ve başbakanı işi öyle bir noktaya vardırdı ki, ağzından “ileri demokrasi”yi düşürmezken, en ufak muhalefete dahi tahammül edemiyor. Kendine ve uygulamalarına karşı çıkan herkesi sindirmek için her yolu deniyor. Meydanlarda, açılışlarda, her gün biraz daha çoğalan yandaş medya organlarında gürlüyor. Ses tonu her geçen gün biraz daha yükseliyor.
Sevgili Ayşenur,
Kendileri de biliyorlar ki, bu gürlemeler mezarlıktan geçerken korkanların ıslık çalmasıdır. Çünkü ne kadar baskıcı davransalar da, istediklerini elde edemeyeceklerini biliyorlar. Devrimcileri, yurtseverleri, gençleri, Kürtleri, sendikalarımızı, üyelerimizi, emekçileri sindiremeyeceklerini biliyorlar ve görüyorlar. Ama biz de biliyoruz ki, daha çok mücadele etmemiz, daha çok örgütlenmemiz, daha çok yan yana gelmemiz gerekiyor.
Senin, Necati’nin, Behçet’in ve nicelerinizin katilleri cezalandırılıncaya, adalet ve eşitlik gerçekleşinceye kadar mücadelemiz sürecektir. 29.01.2011