31
Mayıs günü saat 13.00 de KESK, TTB, İHD ve İHV İsrail Konsolosluğu konutu
önünde ortak basın açıklaması düzenlediler. Ortak açıklamayı İHD genel Başkanı
Öztürk TÜKDOĞAN yaptı. Ardından KESK Başkanı Sami EVREN ve İnsan Hakları
Federasyonu adına Yusuf ALATAŞ birer konuşma yaptılar.
Ortak Basın Açıklaması
İSRAİL DEVLETİNİN SALDIRGANLIĞI
DÜNYAYI FELAKETE SÜRÜKLÜYOR
31
Mayıs 2010 günü sabah saatlerinde, İsrail ordusu Gazze açıklarında,
uluslararası sularda Gazze’ye yardım götüren insani yardım gemilerine ve bu
gemilerde tamamen silahsız bir şekilde bulunan aktivistlere silahlı saldırıda
bulundu. Bu saldırıda, en az 10’un üzerinde ölü ve onlarca yaralı olduğu
belirtilmektedir. Ölenlerin ailelerinin ve yakınlarının acılarını
paylaştığımızı belirtip baş sağlığı diliyor, yaralıların ise bir an önce
iyileşmesini diliyoruz.
İsrail
Devleti’nin bu saldırısını kınıyor ve lanetliyoruz. Yapılan bu eylem insanlığa
karşı bir suçtur. İsrail Devleti yetkilileri insanlığa karşı işledikleri
suçlardan dolayı mutlaka yargı önüne çıkarılmalı ve yargılanmalıdırlar.
Türkiye
Cumhuriyeti hükümetine sesleniyoruz. Asıl şimdi “One Minute” deme zamanıdır.
Öncelikle, insani yardım gemilerinde bulunan aktivistler sağ salim bir şekilde
saldırgan İsrail Devleti’nin elinden kurtarılmalı, yaralıların tedavisi için
biran önce Türkiye’ye getirilmeleri sağlanmalıdır. Cenazeler derhal teslim
alınmalıdır. Acilen bu adımlar atıldıktan sonra TCK 13. maddesi uyarınca
gemileri kaçıran ve TCK 77. maddesi uyarınca insanlığa karşı suç işleyen İsrail
Devleti hükümeti üyeleri, İsrail Devleti silahlı kuvvetler komutanları hakkında
TCK 13. madde uyarınca Adalet Bakanı derhal izin vererek Ankara Cumhuriyet
Başsavcısı derhal soruşturma başlatmalıdır. Bu açıklamamız bir suç duyurusu
olarak kabul edilmelidir.
İsrail
Devleti saldırganlığının uluslararası kamuoyunda “yaramaz çocuk” muamelesi
görmesine artık son verilmelidir. Bu çocuk büyümüştür. Çocukken yaptığı
yaramazlıkları bir yetişkin olarak suç işleme alışkanlığı haline getirmiştir.
Türkiye BM Güvenlik Konseyi’ni acilen toplantıya çağırmalı ve burada gerekli
tepkinin oluşmasını sağlamalıdır. Uluslararası adaletin gereği olarak, BM
Güvenlik Konseyi İsrail Devleti hükümeti ve silahlı kuvvet mensupları hakkında
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için karar almalıdır. Bu adımlar
atılmadığı takdirde bu saldırgan devlet tutumu tüm dünyayı bir felaketin
içerisine atacaktır.
Türkiye
kamuoyuna buradan seslenmek istiyoruz. İsrail Devleti hükümeti ve silahlı
kuvvet mensupları hakkında meşru tepkiler, silahsız ve saldırısız bir şekilde
yapılmalıdır. Hiçbir şekilde İsrail yurttaşlarına, İsrail yurttaşı olmayıp bir
başka ülkenin yurttaşı olan Yahudi dinine mensup olan kişilere kesinlikle tepki
gösterilmemelidir. İsrail devletinin provakasyonlarına gelinmemelidir.
Olaylarla hiçbir ilgisi olmayan kişilerin etnik veya dini sebepler nedeniyle
saldırıya uğraması kesin bir ayrımcılık olacaktır. Bu insanların ayrımcılığa
karşı korunması hakkı başta olmak üzere, hak ve özgürlükleri güvence altına
alınmalıdır.
İsrail tarafından saldırıya uğrayan ve kaçırılarak
alıkonulan ve içerisinde MAZLUMDER Genel Başkanı A. Faruk Ünsal ve yönetim
kurulu üyeleri olmak üzere, İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım
ve yöneticileri ile tüm aktivistlerin güvenli bir şekilde Türkiye’ye ve diğer ülkelere
getirilinceye kadar demokratik tepkimizin artarak süreceğinin bilinmesini
isteriz.
KESK TTB İHD
İHV