657 sayılı
yasada değişiklik yapılmasını öngören tasarıya karşı tüm illerde AKP il
binaları önünde eylemdeydik. Genel Başkan Sami EVREN Ankara’da yapılan eylemde
bir basın açıklaması yaptı.
Açıklama
şöyle:Bugün burada siyasi iktidarın 657 sayılı yasada yapmayı planladığı
değişikliğe karşı itirazımızı dile getirmek için bir aradayız. 657 sayılı
yapılacak değişiklik tasarısına kökten itiraz ediyoruz.
Siyasi
iktidarın kamu emekçilerinin temsilcilerine sormadan, danışmadan kamuoyundan
kaçırarak kapalı ardında, “ben yaparım, olur” anlayışıyla gündeme getirdiği
sinsi bir tasarıyla karşı karşıyayız. Tasarı açıklandığında neden kamuoyundan,
kamu emekçilerinden gizlendiği de ortaya çıkmıştır.
Çünkü
bu tasarı kamu emekçilerinin ekmeğiyle oynamayı amaçlamaktadır. Çünkü bu tasarı
kamu emekçilerini kapıkulu yapmayı amaçlamaktadır. Çünkü bu tasarı kamu
emekçilerinin iş güvencelerini ellerinden almayı amaçlamaktadır. Çünkü bu
tasarı kamu yönetimini toplumsal fayda ekseninde değil, sermaye etkinliği
ekseninde yeniden kurmayı amaçlamaktadır.
Kamu
emekçilerinin bu tasarıyı kabul etmesi, iş güvencelerine yönelik bu açık kastı
sineye çekmesi mümkün değildir.
Tasarı,
kamu emekçilerinin iş güvencesine saldırmaktadır. Getirdiği disiplin
uygulamaları ile kamu emekçilerinin kaderini amirlerin subjektif, tek yanlı
değerlendirmelerine teslim etmektedir. Tasarı zaten olumsuz ve hiyerarşik olan
kamuda çalışma düzenini daha da hiyerarşik, ast-üst ilişkilerine tabi bir düzen
haline getirecektir. Ayrıca bu düzenleme kamu emekçilerinin amirlerin hukuka
aykırı olan emirlerine uymama yönündeki Anayasal haklarına da aykırıdır.
Tasarı
kamu emekçilerinin esnek çalışma düzenine geçmesini hedeflemektedir. Türkiye’de
emekçiler iki yıldır mevcut esnek çalışma modeli olan 4B, 4C ile mücadele ediyor; TEKEL
direnişi bunun mücadelesidir, emekçiler 1 Mayıs’ta güvencesizliğe karşı
mücadeleyi yükseltiyor. Hükümetin yanıtı tüm kamu emekçilerini 4B, 4C gibi esnek çalışma
modellerine göre çalıştıracak bu taslak oluyor.
Değişiklikte
yer alan kamuoyunda özel sektörden CEO transferi yapılabilmesi olarak bilinen
özel sektör yöneticilerinin kamu kurumlarına idareci olarak atanması konusu çok
önemli sakıncalar içermektedir. Özel sektörde başarılı olmak için yöneticilerin
işletmeleri kâra geçirmeleri gereklidir. Başarı vasıfları Kârlılık olan
yöneticilerin bu vasıfları ile kamu hizmetlerinin sosyal, objektif nitelikleri
arasında büyük bir çelişki vardır. Özel sektörden yönetici transferi kamu
kurumlarını ticarethane olarak gören bir zihniyetin ürünüdür. Kamu kurumları
şirket, kamu hizmeti alan yurttaşlar müşteri değildir.
Tasarı sicil
sistemini kaldırmayı yerine memur bilgi sistemini getirmeyi öngörüyor. Tasarı
Mevcut sicil sisteminin bazı olumsuzlukları olmakla birlikte, buradaki
eksikliklerin düzeltilmesi yerine görevleri kanunla belirlenmiş olan kamu
hizmeti olan kamu görevlileri arasında çalışma barışını bozacak ve
tamamen idarecinin insiyatifi ile yandaş memur yaratmayı hedefleyen başarı ve
ödül sistemi getirilmektedir.
Tasarının
içerdiği Avrupa Konseyi ve uluslar arası sözleşmelerin gereği olarak
getirilmesi zorunlu kimi haklar ve iyileştirmeler 4B’lileri, 4C’lileri kapsam
dışında tutmaktadır.
Tasarı
ebeveynlik haklarıyla ilgili olumlu değişiklikler içermekle birlikte kamu
emekçilerinin en temel talebi olan doğum sonrası ücretli izinin süresini
arttırmamıştır. 8 Hafta olan bu iznin en az 16 hafta olması gerekmektedir.
Ayrıca ücretsiz izinle ilgili maddeye ücretsiz izinde geçen sürelerde her türlü
özlük ve emeklilik haklarının korunacağı hükmü getirilmelidir. Kreş hakkının
devletçe üstlenilmesi yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Tasarı bu haliyle
toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermekten uzaktır.
Tasarıda
öngörülen sendika üyesi olan kamu emekçilerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim
aylarında olmak üzere yılda 4 defa toplam 122 Liralık toplu görüşme
ödeneği verilmesi yandaş sendika yaratmayı amaçlamaktadır. Ayrıca bilindiği
gibi toplu görüşme ödeneği uzun zamandır yandaş bir konfederasyon tarafından
her fırsatta talep edilmektedir. AKP iktidarı döneminde % 900’lere varan üye
artışlarıyla şişirilen bir konfederasyonun bu talebinin tasarıda yer alması
diğer konfederasyonlardan gizlenen tasarının bu konfederasyonla paylaşılmış
olduğu kuşkusunu doğurmaktadır.
KESK
olarak 2 milyonu aşan kamu emekçisinin sesi olma iddiasındayız; kamu emekçileri
hareketini biz yarattık, memur, kapıkulu kavramlarına karşı bugün onur
duyduğumuz kamu emekçisi kavramını biz inşa ettik; KESK gerçek sendikadır,
gücünü emekçilerden alır, KESK’in yönünü emekçiler belirler.
Bugün
15 Haziran, 15-16 Haziran direnişinin 40. yıldönümü. Türkiye emekçileri için
çok önemli bir gün. KESK olarak 15-16 Haziranların ruhunu taşıyoruz. Haklarımız
için, özgür demokratik bir ülkede barış içinde yaşama özlemimiz adına bu
tasarıya direneceğiz.
İşsizliğe,
güvencesizliğe, örgütsüzlüğe boyun eğmeyeceğiz!
Siyasi
iktidarın emek karşıtı politikalarını sineye çekmeyeceğiz!
Bütün
emekçileri, kamu emekçilerini, emek dostlarını, diğer konfederasyonları bu
mücadeleye davet ediyoruz!
Bütün
kamu emekçilerini iş güvencelerini ellerinden almaya çalışan, kamu emekçisini
kapıkulu yapmaya çalışan, geleceklerini karartan bu tasarıya karşı öz mücadele
örgütleri KESK’te güçlerini birleştirmeye çağırıyoruz.
Bu
tasarı hemen geri çekilmelidir. Kamu emekçileri grevli toplu sözleşme
haklarının hayata geçirilmesi konusunda geri adım atmayacaklardır.
Siyasi
iktidar kamu emekçilerin mevcut haklarını elinden almaya yönelik tasarıyı geri
çekmeli toplu sözleşme masasına oturacağını açıklamalıdır.
Yaşasın
emek, barış ve demokrasi mücadelemiz!