Hepimizin bildiği gibi Sağlık Bakanlığı 28 Ocak 2010 tarihinde çıkardığı bir genelge ile Hastanelerde mesaiyi saat 24.00 kadar uzattı.

Bir yandan Tam Gün yasası ile haftalık çalışmayı 40 saate indirdiklerini iddia ediyorlar, diğer yandan genelge çıkararak haftalık 80 saat çalışmayı dayatıyorlar.

Tam Gün’ün nasıl bir yalan olduğunun en iyi kanıtı olan bu genelgeye karsı Adana Tabip Odası’nın yaptığı, bizim de SES olarak destek verdiğimiz basın açıklaması aşağıdadır.

 

 

MESAİ DIŞI POLİKLİNİK YAPILMASI-SAĞLIK ORTAMI

 

Sağlık Bakanlığı 28.01.2010 tarihli bir genelge yayınladı. Buda acil servislerin çok yoğun çalıştığı il-ilçede, bakanlığa bağlı yataklı kurumlarda (Eğitim Hast. hariç) mesai saatleri haricinde, genel ve resmi tatil günleri de dahil olmak üzere başvuran hastaların, muayene, tetkik, tahlil ve tedavi karşılanacak deniliyor. Mesai dışı denilen saat 16.00–24.00 hafta içi, Cumartesi-Pazar 08.00–24.00 saatleri olarak belirtilmiştir.

 

Tüm bunlar gösteriyor ki Bakanlığın sağlık dönüşüm programı tam bir yap-boz veya göç yol alırken düzeltilir durumuna düşmüştür.

 

Bakanlığın kendiyle çeliştiği bu genelge incelendiğinde çok net görünmektedir. Tam gün yasası çıkartılır iken hekimlerin mesai dışında (muayenehane-özel hastane vb.) yoğun ve stres dolu bir günün yorgunluğundan sonra başka bir merkezde çalışarak hastalarını görmesi ve kontrol sorumluluğunu üstlenmesi mesaisini ciddi bir şekilde bölmektedir, denilmekte idi. Peki ne oldu da bu savunmaya ters olan uygulama talep edilmektedir.

 

Yine tam gün tanıtılırken Bakanlık, haftalık 45 saat çalışma süresini diğer kamu görevlileri gibi 40 saat düşürür iken, hekimin zihinsel ve bünyesel yorulmayacaklarını söylemiş idi. Şimdi ne oldu da günlük çalışma 16 saate çıkartılıyor,  yoksa bundan böyle günlük çalışma süresi 16 saat mi olacaktır?

 

Tam gün yasası ile murat edilen günde 8 saat çalışma karşılığı sadece maaş, mesai dışındaki çalışmalarda ancak ek bir gelir elde etme olanağı sunan bir şekilde mi olacaktır? Kısaca bu genelge ile bakanlık esnek çalışmayı, hekimi yormayı, kazancını maaş değil de ek çalışmayla alacağı belirsiz bir ortama sürüklemektedir.

 

Bu genelgede başka bir şey daha amaçlanmaktadır. Acil servislere başvuran hastalarda katkı payı alınmadığı için buradaki birikim, acil servislerin tıkandığı üzerinde bir yorum yapılarak masum gösterilmek isteniyor ama bu hastaların 16.00–24.00 arası açık olan polikliniklere kaydırılarak katkı payı alma hedeflenmektedir. Madem acil serviste birikim artmış ise bu sebebin kendilerinin uyguladığı sağlıkta dönüşüm programı değil midir?

 

Sonuçta hastadan para alan ve bu arada hedefe doktorları oturtan bir anlayıştan kaynaklı olarak meslektaşlarımıza her gün yeni bir taciz yapılmaktadır. Bunun en son örneğini de Ç.Ü.T.Fakültesinde gördük.

 

Anjiyo sırasında kaybedilen bir hastanın yakınları, ameliyathaneyi basarak linç girişimde bulunmalarıyla 100 kadar olduğu söylenen bu grup anjiyo yapan kardiyolog başta olmak üzere, ameliyathane çalışanlarına saldırıyor, yoğun bakım yerle bir ediliyor hastaneye tehdit ve hakaret savurarak yıkıp zarar vermişlerdir.

Bu linç girişimi şiddetle kınıyor, sağlık ortamını bu hale getiren hükümeti bir kez daha uyarıyoruz. 18.02.2010

 

 

alt mce_tsrc=http://lh6.ggpht.com/_48HXx4l_onA/S36ABBibs5I/AAAAAAAAB_c/iymmi6JbFVY/s800/ADANA.JPG

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×