AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARI SAHİPSİZ
Sendikamız aile hekimliği
uygulamasının sağlık alanında yarattığı ve yaratacağı olumsuzlukları birçok kez
basınla ve kamuoyuyla paylaşmıştı. Sağlık alanındaki bu olumsuz tablo
sürmektedir.
Sendikamız ayrıca aile hekimliği
sisteminde sağlık çalışanlarının iş güvencelerinin olmadığını, bu sistemin
çalışma barışını bozduğunu, çalışanlar arasında rekabetin arttırıldığını sizler
aracılığıyla çalışanlarla ve toplumla paylaşmıştı.
Sendikamızın tüm bu öngörüleri doğru
çıkmıştır. Türkiye’de yüzün üzerinde hekimin sözleşmeleri şimdiden
sonlandırılmıştır. Sözleşmesi sonlandırılanlar arasında son derece sıradan
nedenlerle, subjektif kriterlere dayandırılarak işleri sonlandırılanlar da
bulunmaktadır.
Geçen ay ilimizde sözleşmesi
sonlandırılan 146 No’lu Aile Hekimi Serazat TÜRKEL de bunlardan biridir.
Serazat Türker bize göre son derece subjektif nedenlerle görevinden alınmıştır.
Beraber çalıştığı aile hekimi, aile sağlığı çalışanları ve iki hastanın şikayet
dilekçeleri bize göre çok da iyi araştırılmadan bir hekimin işine son verme
nedeni olmamalıdır.
Değerli Basın Çalışanları;
Bize göre temel sorun aile hekimliği
sisteminde çalışan kişilerin birbirlerini çalışma arkadaşı olarak değil
birbirlerinin rakibi olarak görmesidir. Aile hekimliği uygulaması çalışma
barışını bozmuştur. Bu sistemde muhalif olana, farklı düşünene, sağlık ocaklarından
kalma hassasiyetleri olanlara ne yazık ki tahammül yoktur.
Bu sistem çalışanlara “sana iyi ücret
veriyoruz adımını da buna göre atacaksın” demektedir. O nedenle farklı
düşünenler bu yapı içerisinde seslerini çıkaramamakta, bariz yanlış uygulamalara
bile göz yummak zorunda kalmaktadır.
Değerli Basın Emekçileri;
Sizlerin de yakından izlediğiniz gibi
tam gün adı altında çıkarılan yasa ile kamuda çalışanların muayenehane
açmalarının önüne geçilmiştir. Ancak bir yandan da ülkenin dört bir tarafında
binlerce aile hekimliği adı altında muayenehaneler kurulmaktadır. Gerçekten de
buraları birer muayenehane anlayışıyla çalıştırılmaktadır.
Aile hekimliği sistemi aynı zamanda
beraberinde örgütsüzlüğü getirmiştir. Bugün birinci basamak sağlık çalışanı örgütsüzdür.
Böylece işten atmalar, baskılar son derece sessiz ve sakin bir şekilde yaşam
bulmaktadır. SES’ in dışında hiçbir yapının bugüne kadar bu olaya ses
çıkarmaması, Dr Şerazat TÜRKEL ’in baştan suçlu görülmesi bunun en tipik
örneğidir. 27.01.2010
Bülent Nazım YILMAZ
SES Şube Başkanı