BASINA VE KAMUOYUNA
Sendikamız SES ve Konfederasyonumuz KESK kurulduğu günden beri çok yoğun baskılara, sürgünlere, faili meçhullere, işten atmalara, soruşturmalara karşı dimdik ayakta kalmayı başarmış, emek ve demokrasi mücadelesini sürekli yükseltmiştir.
Son dönemlerde sendikamız ve KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerine yönelik yapılan gözaltılar, sendika binalarının basılması uygulamaları, Konfederasyon ve Genel Merkez Yöneticilerine kadar ulaşmaya başladı. Bu gün sabah KESK Merkez Yöneticisi Songül MORSÜMBÜL, Eğitim Sen Merkez Yöneticisi Gülçin İSBERT, İzmir SES Şube Yöneticimiz Yüksel ÖZMEN başta olmak üzere İzmir, Ankara, Van gibi illerde çok sayıda KESK üyesi kamu emekçisi gözaltına alınmıştır.
Sendika şubelerimiz usulsüz olarak aranmak istenmiş, KESK Merkezinde ise savcı bile olmadığı halde arama yapılmaya başlanmış ve yapılan arama halen devam etmektedir. Şu anda KESK Merkezinde Kadın Sekreteri olan Songül MORSÜMBÜL’ün odası aranmaya devam etmektedir. Bu odada KESK kurulduğundan beri kadın çalışmaları ile ilgili yapılan tüm yazışmalar, eylem etkinliklerle ilgili belgeler ve odadaki tüm resmi evraklar çuvallara doldurulmaktadır. Bu çuvallar birazdan KESK binasından çıkarılacak ve tüm basında örgütsel belge olarak lanse edilecektir. Konfederasyonumuza ve sendikalarımıza yönelik geliştirilen baskın ve gözaltılar hiçbir demokratik ölçüye sığmamaktadır. Sayın Başbakanın da ifade ettiği faşizan tutum tamda budur.
Örgütümüze yönelik yapılan faşizan saldırı ve yönelimleri kınıyoruz. İzmir Şube Yöneticimiz, KESK MYK üyemiz, Eğitim SEN MYK üyemiz ve tüm illerde gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Dün olduğu gibi bundan sonrada hiçbir baskı ve yıldırma politikası amacına ulaşamayacağı gibi; bizi emek, demokrasi ve özgürlükler mücadelemizden vazgeçiremeyecektir. Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.
28.05.2009 SES MERKEZ YÖNETİM KURULU
28 Mayıs 2009 tarihinde Ankara’da saat 12:30 ‘da Yüksel Caddesinde gerçekleştirilen basın açıklamasının metni:
KESK Baskılara Boyun Eğmeyecektir!
Bir süredir Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızda yaşadığımız polis baskısı Genel Merkez yöneticilerimize kadar ulaştı. Bugün sabah saatlerinde KESK Merkez Yönetim Kurulu üyesi, Kadın Sekreterimiz Songül MORSÜMBÜL ve EĞİTİM-SEN Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve Kadın Sekreterimiz Gülçin İSBERT , KESK Eski Genel Sekreterimiz Abdurrahman DAŞDEMİR ve Eğitimsen Eski Kadın Sekreterimiz Elif AKGÜN ve çok sayıda arkadaşımız jandarma ve polis tarafından gözaltına alındılar. Polis ve jandarma ekipleri KESK Genel Merkezi’nde arama yaptı.
Bir emek örgütü olan Konfederasyonumuza yönelik tırmandırılan polis baskısı hiç bir demokratik ölçüye uymamaktadır. Her haliyle KESK’i yıldırmayı, sürdürdüğü emek ve demokrasi mücadelesinde yıpratmayı hedefleyen bu faşizan tutum amacına ulaşamayacaktır.
Arkadaşlarımıza yönelik bu tutumu şiddetle kınıyoruz.
KESK 250 bin üyesi olan demokratik bir kitle örgütü, ulusal ve uluslararası saygınlığa sahip bir Konfederasyondur. KESK aynı zamanda baskılara, sürgünlere, tutuklamalara tarihi boyunca göğüs germiş, kamu emekçilerinin haklarını savunmak için bedeller ödemiş demokratik bir mücadele örgütüdür. KESK gerçek sendikadır.
Gözaltına alınan arkadaşlarımız toplum içinde tanınan, saygınlığı olan, adresleri belli sendikacılar, kamu emekçileridir. Durum böyleyken baskınlarla gözaltına alınmalarının makul hiç bir açıklaması yoktur.
250 bin üyesi olan bir demokratik kitle örgütü aranırken bir tek savcının bulunmaması kabul edilemez; yapılan aramalarda Konfederasyonumuzun kadın çalışmalarına ilişkin belgelerine, örgüt içi yazışmalara, Başbakanlıkla, Çalışma Bakanlığıyla yaptığımız yazışmalara; üyesi olduğumuz uluslararası konfederasyonlarla yapılan ve çoğu Kadın haklarıyla ilgili, Kreşle ilgili, Doğum izniyle ilgili yazışmalara dahi el
konulmuştur. Songül MORSÜMBÜL arkadaşımızın bilgisayarı, cd’leri usûlsüz bir biçimde alınmıştır. Arayanlar ne aradıklarını dahi bilmemektedir.
KESK’te suç unsuru bir şey bulunması mümkün değildir. KESK yasal ve meşru zeminlerde kamu emekçilerinin hakkını savunan, gücünü sadece üyelerinden alan, kimseye diyet borcu olmayan demokratik bir örgüttür.
Buradan başta Başbakan ve İçişleri Bakanı olmak üzere tüm yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: KESK’e yönelik bir adım atarken 40 kere düşünmelisiniz; hele KESK Genel Merkezi’ni aramaya kalkışırken 40 kere düşünmelisiniz. KESK bu tür baskılarla, yıldırma operasyonlarıyla mücadele çizgisinden geri duracak bir Konfederasyon değildir
Arkadaşlarımız derhal salıverilmelidir. KESK’e yönelik baskılar derhal durdurulmalıdır.
Tüm demokratik kamuoyunu, siyasi parti ve çevreleri, sendika ve konfederasyonları,meslek örgütlerini ve duyarlı yurttaşlarımızı KESK’le dayanışmaya çağırıyoruz. Günün erken saatlerinden bu yana durmak bilmeyen telefon ve ziyaretlerle dayanışma sergileyen ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlara şükranlarımızı sunuyoruz.