BASINA VE KAMUOYUNA

Ülkemizde toplumsal ortamın, bizzat devlet erkini elinde bulunduranlar tarafından her gün daha da yoğun bir şekilde terörize edilmesinden derin bir endişe duymaktayız.

Geçtiğimiz yerel seçimlerde ortaya çıkan sonuçların; toplumsal ortamın demokratikleştirilmesi, ülkemizin kanayan yarası olan Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümünün önünün açılması, demokratikleşme sürecinin geliştirilmesi için bir adım olarak değerlendirilmesi gerekmekteydi. Yerel seçim sonrası mevcut hükümete muhalefet eden tüm kişi ve kurumlara yönelik olarak baskı şiddet ve sindirme operasyonlarının yaygınlaştırılması hem bu günümüze hem de geleceğimize ilişkin endişelerimizi arttırmaktadır.

                12 Eylül darbecileri, Sivas, K.Maraş, Çorum, Gazi, Susurluk ve Şemdinli gibi benzeri olaylar ile emek ve demokrasi mücadelesini yürüten 20 sağlık emekçisinin failleri ellerini kollarını sallayarak gezmektedir. İşlenen binlerce faili meçhul cinayetin sorumlularının açığa çıkartılması gerekirken demokratik siyaset yapan kişi ve kurumlara yönelik operasyon, gözaltı ve baskılar; toplumu korku duvarına hapsetme, susturma ve yıldırma çabasından başka ne olabilir ki?

                Son operasyonlarda ömrünü toplumsal yaşama adamış Türkan SAYLAN’a yapılan uygulama kabul edilebilir değildir. Türkan SAYLAN’la uğraşılacağına ülkeyi karanlık bir tabloya götüren katillerin açığa çıkarılması için çalışılmalıdır.

                Yine demokratik haklarını kullanarak yasalara göre kurulmuş DTP’ye yönelik son operasyon demokratik siyaset kanallarının önünü tıkamaya ve toplumu terörize etmeye yönelik iktidarda bulunan hükümetten bağımsız bir durum değildir.

Yasal haklarını kullanarak memuriyetten istifa eden ve Belediye Başkan adayı olmak için müracaat eden ve yasal süreçler içerisinde tekrar görevine dönen eski MYK üyemiz Olcay KANLIBAŞ; DTP’ ye yapılan operasyonlar kapsamında gözaltına alınmıştır ve gözaltı durumu devam etmektedir. Dosyadaki gizlilik gerekçesi nedeni ile arkadaşımızın neyle suçlandığına, niçin gözaltına alındığını hala bilmemekteyiz. Arkadaşımızın bir suçu-eğer varsa- bunu, muhalif bir partiden belediye başkanlığına adaylık sürecinden başka bir şeyle açıklamamız mümkün değildir.

Yaşanan antidemokratik olaylara bu sabah bir yenisi daha eklenmiştir. Bebek ölümleri ile kamuoyunun gündemini uzun süre meşgul eden Zekai Tahir Burak Hastanesinde hemşire olarak görev yapan ve Ankara SES şubemiz yöneticisi olan Seher TÜMER çalıştığı işyerinden gözaltına alınmıştır. Aylardır o hastanedeki idarecilerin antidemokratik uygulamalarına karşı tek başına mücadele yürüten yöneticimizin gözaltına alınması manidardır.

Neredeyse 3 kişiden birinin işsiz kaldığı, ekonomik krizle birlikte halkın daha da yoksullaştığı bir dönemden geçmekteyiz. Yoksulluk ve yoksunluğun bir felakete dönüşmek üzere olduğu ülkemizde hükümetin daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla kardeşlik ortamına katkı sunması, halkın yoksunluk ve yoksulluğunu giderecek politikalar üretmesi gereken bir süreçte toplumu daha fazla terörize etmeye çalışan yaklaşımlarını kınıyoruz.

Emek ve demokrasi mücadelesini birlikte yürüten bizler; üyelerimiz ve demokratik haklarını kullanarak siyaset yapmakta olan insanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

17.04.2009

SES MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

               


İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]