Üniversite Hastaneleri Arasında Zorunlu Rotasyon,
Sağlıksız Hale Getirilen Sağlık Sisteminin Kadrolaşma Politikasının Sonucudur!
AKP İktidarının “sağlıkta dönüşüm” adı altında sağlığın hızla alınır satılır bir meta haline getirdiği “paran kadar sağlık” dönemini yaşıyoruz. Sağlık alanında yaşanan yıkıma, oy kaygısı ile bilimsellikten uzak bir şekilde alt yapı, teknik donanım ve kadro yetiştirilmeden her ile bir tıp fakültesi açılması işin tuzu biberi olmuştur.
Son günlerde Üniversitelerin Tıp Fakültesi Hastaneleri arasında öğretim üyeleri zoraki rotasyona tabi tutulmak istenmektedir. Kadro yetiştirmeden Üniversite Hastaneleri açıldığında sıkıntı yaşanacağı bilinmesine rağmen iktidar için siyasi gerekçeler (oy kaygısı) daha önemli hale gelmiştir. Yeni açılan bu Üniversite Hastanelerindeki açığı kapatmak için geçici çözüm olarak öğretim üyeleri zorunlu rotasyona tabi tutulmaktadır.
Üniversite Hastanelerinde öğretim üyesi açığı yaşanmasının bir sebebi de 2005 yılından itibaren Sağlık Bakanlığına bağlı Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde ekstra açılan kliniklere üniversite öğretim üyelerinin; şef ve şef yardımcısı kadrosu verilerek atanmasıdır. Bu klinikler daha çok AKP hükümeti tarafından yandaş kişilere kadro açılması ve uzun yıllar boyunca kendi kadrolarını eğitim ve araştırma hastanelerinde konumlandırma istekleri ile ilgilidir. Çünkü klinik şef ve şef yardımcılığına atananlar emekli oluncaya kadar bu görevlerinde kalmaktadırlar.
2005 yılından itibaren 150 civarı Öğretim üyesi profesör ve doçent Üniversite Hastanelerinden alınarak, Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastanelerine usule aykırı sınavsız bir şekilde klinik şef ve şef yardımcısı olarak atanmıştı. İlk günden itibaren sendikamız hukuksal mücadele başlatmış çeşitli kazanımlar elde etmiş olmasına rağmen süreç devam etmektedir. Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı doğu ve güneydoğuya hekim gitmiyor diye mecburi hizmet uygulaması getirirken, bu bölgelerdeki Üniversite Hastanelerinden 100 civarı öğretim üyesini yandaşlık ilişkisi üzerinden sınavsız bir şekilde hiç de ihtiyaç olmamasına rağmen kendisine bağlı eğitim ve araştırma hastanelerinde açtığı yeni kliniklere şef ve şef yardımcısı olarak atayarak birçok Üniversite Hastanesini kadrosuz hale getirmiştir. (Konuya ilişkin detaylı dosya için>>>>>> (klinik şef-şef yardımcısı usulsüzlük dosyası)
Üniversite Hastanelerinde yaşanan öğretim görevlisi açığının bir sebebi de siyasal iktidarın teşviki ile açılan özel vakıf üniversitelerine kadro kaymasıdır.
Hükümetin oy kaygısı ile yaptığı bu yanlışlara YÖK te çanak tutmuştur. Üniversite Hastanelerinin faaliyete girmesinde YÖK’ün onayı gerekmektedir. Alt yapı, donanım ve kadro tamamlanmadan faaliyetlere izin veren YÖK şimdi de aynen Sağlık Bakanlığı uygulamalarına benzer şekilde zoraki uygulamalar için rektörlüklere talimat göndermektedir.
Sağlık sisteminde yaratılan bu yıkımın faturası SSGSS başta olmak üzere “sağlıkta dönüşüm” adı altında yapılan uygulamalarla halka, esnek-kuralsız-iş güvencesiz çalıştırma, baskı ve zoraki rotasyon uygulamalarıyla da sağlık emekçilerine çıkarılmaktadır.
Sağlıkta dönüşüm programından vazgeçilerek ülkemiz sağlık sisteminin yeniden masaya yatırılması gerekmektedir. Ülke gerçekliğine uygun bilimsel kriterler esas alınarak herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli kamusal bir sağlık sistemi yaratılmalıdır. Bu sistemin yaratılması ve sağlık alanında yaşanan anti-demokratik uygulamalar tümüyle kaldırılıncaya kadar hukuksal ve demokratik mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de sürdürme kararlılığında olduğumuzu kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz. 05.03.2008
MERKEZ YÖNETİM KURULU