Basına ve Kamuoyuna Aile hekimliği pilot uygulaması bugün itibarıyla ikinci yılını doldurmuş bulunmaktadır. Bizler bu iki yıl içerisinde defalarca sağlıkta işlerin iyi gitmediğini sizlerle paylaştık. Ancak ne yazık ki siyasal iktidar tüm yanlışlarına rağmen bu sistemi devam ettirmekte kararlı görünmektedir.
Gelin iki yıl öncesine dönelim ve aile hekimliğini savunanların, il sağlık müdürlüğü yetkililerinin neler dediklerini kısaca hatırlayalım.
Aile hekimleri 24 saat hizmet vereceklerdi, bir telefon kadar halka yakın olacaklardı, çağrıldıkları an hastanın evine gideceklerdi. Bunların hepsini bu günkü gibi hatırlıyoruz.
Sağlıkla ve sağlıklı toplum yaratmakla ilgisi olmayan bu talepler doğal olarak gerçekleşmedi. O gün propaganda amaçlı söylenen sözler her zamanki gibi uçup gitti.
Peki geriye ne kaldı?
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde, koruyucu sağlık hizmetlerinde tüm ülkeye örnek gösterilen ilimiz temel sağlık hizmetlerinde doğu, güneydoğu illerinin düzeyine indirildi.
Sağlıkta büyük bir başıboşluk yaratıldı. Sağlık deneyimi olmayan kadrolar tarafından idare edilmeye başlanıldı. Sağlık alanı plansız, programsız, günü birlik kararlarla yönetilir hale geldi.
Birinci basamak sağlık hizmetleri muayenehanecilik anlayışına indirgendi. Sağlık alanında ekip çalışması terk edildi.
Sağlık ocakları döneminde yapılan mahalle, ev gezileri yapılamaz oldu. Gebelerin, bebeklerin, yaşlıların yani sağlık hizmetlerine herkesten fazla ihtiyacı olanların sağlık hizmeti almaları zorlaştı. Daha önce görmediğimiz sayıda bebek ölümleriyle karşılaştık.
Son iki yılda ilimizdeki hastane sayısı neredeyse iki katına ulaştı. Bu kadar artışa rağmen hastanelerdeki kuyruklar azalmak bir yana, her geçen gün katlanarak arttı. Ne yazık ki siyasal iktidar ve sağlığı yönetenler hasta sayısının fazla olmasıyla övünür oldular.
Aile hekimliği uygulamasıyla birlikte bebeklerin, çocukların, gebelerin aşılamalarında önemli sorunlar yaşanmaya başlandı. Yıllardır unutulan, aslında işlerin kötüye gittiğini gösteren kalem aşıları yine gündeme geldi.
Sağlık harcamaları gün ve gün artarken, sağlık hizmetlerinin niteliği her geçen gün azaldı.Tüm bunlardan daha kötüsü sağlık alanı güvenilirliğini yitirmeye başladı.
Sevgili Eskişehirliler;
Bizler sağlığın herkesin doğuştan temel hakkı olması gerektiğini, yani parasız, eşit ve nitelikli sağlık hizmetinin tüm halkımızın hakkı olduğunu dile getiriyor ve bunu savunuyoruz.
Ancak aile hekimliğini getirenler ve savunanlar sağlığı bir ticaret malzemesi olarak görüyorlar. Sağlıkta özelleştirmeyi savunuyorlar. IMF’nin, Dünya Bankası’nın programlarını rehber alıyorlar.
Bizler sağlık çalışanlarının ve toplumun temsilcileri olarak bu uygulamalara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz ve en sonunda biz kazanacağız, bilim kazanacak, halk kazanacak.
Saygılarımızla. 17 Temmuz 2008 EBTO-SES