Yurtta, Bölgede, Dünyada;
Sağlık Emekçileri Neo-liberalizme Karşı Mücadele! Diyor.
Çok uzak değil, daha 2-3 yıl öncesine kadar neo-liberalizmi demokratikleşme olarak algılayan eski doğu bloku ülkeleri şimdi başına gelenleri sorguluyor. Hatta sorgulamanın ötesinde özellikle kamu sendikaları eylem örgütlüyor, grevler yapıyor.
27-28 Kasım tarihlerinde Bükreş’te Kamu Hizmetleri Enternasyoneli (PSI) Güneydoğu Avrupa sağlık sendikaları toplantısı yapıldı. Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk, Moldova, Azerbaycan ve Türkiye’den sağlık sendikalarının katılımıyla yapılan toplantı, sağlık alanına yönelen küresel sermaye saldırısının boyutlarını, uygulama örneklerini anlamak ve buna karşı verilen mücadele deneyimlerini paylaşmak açısından öğreticiydi. Ülke sunumlarından anlaşılan, ülkelerin sağlık sistemleri, tarihsel deneyimleri çok farklı. Ancak geçmişe dair ortak olan bir özellik var ki toplumsal açıdan çok değerli. Bu ortak özellik -Türkiye kısmen dışında- sağlık sistemlerinin kamusal olması. Sağlık hizmetlerinin kamu bütçesinden finanse edilerek herkese eşit ve ücretsiz sunulması. 1990 -2000’li yıllarda diğer alanlarda olduğu gibi kamusal sağlık sistemlerinde hızlı bir çöküş süreci yaşanmış ve ne acıdır ki son yıllarda piyasacı sağlık modelleri, neo-liberal sağlık politikaları ortak özellik haline gelmiş durumda. Örneğin; Moldova’da 2000’li yıllarla beraber İMF marifetiyle birçok kamu hastanesi kapatılmış, çok sayıda sağlık çalışanı işten çıkarılmış. Toplam 60 bin sağlık çalışanının olduğu ülkede 12 bin sağlık emekçisi başka ülkelere göç etmiş. Göçün daha da artmasından korkan iktidar çalışma koşullarını iyileştirmek durumunda kalarak; ek ücret, risk tazminatı, ücretsiz konut, kömür yardımıyla önlemler almaya çalışıyor. Moldova’nın bir başka özelliği ise ilk dönemlerdeki vahşi saldırıdan ders çıkarılarak sağlık sigortası fonunun % 70’inin devlet, % 30’unun ise işveren ve işçilerden karşılanıyor olması. Geçtiğimiz günlerde sağlık çalışanlarının greve gittiği Bulgaristan’da ise hizmet paketi çok dar olmasına rağmen bir milyon nüfus genel sağlık sigortası kapsamı dışında bırakılmış (Ülke nüfusunun 1/8’i). Özel hastane sayısının hızla arttığı ülkede halk sağlık hizmetlerinden memnun değil. Çalışanlar AB ülkelerine göç ediyor. Mafyalaşmanın arttığı ülkede sağlık emekçileri önümüzdeki günlerde tekrar greve hazırlanıyor. Romanya’dan toplantıya katılan sendika temsilcileri; 1989 öncesinde anne-çocuk sağlığı hizmetleri başta olmak üzere koruyucu sağlık hizmetlerinin çok önemsendiğini, 2002 yılında başlayan sağlıkta “reform” süreciyle oluşturulan sağlık sigortasının siyasilerce başka alanlarda kullanıldığını, devlet katkısının % 3.6’lardan % 0.35’e düştüğünü, cepten ödemelerin ve rüşvetin arttığını uzun uzun (“dertli dertli”) anlattılar. Sağlıkta özelleştirme ve göçün arttığı ülkede sendikalar yine greve hazırlanıyor. Dünyada olduğu gibi bölge ülkelerinde de sağlıkta eşitsizlikler, özelleştirmeler, genel sağlık sigortası ile hak gaspları, mafyalaşma, düşük ücretlerle güvencesiz çalışma, iş gücü göçü sağlık alanının en temel sorunları olarak öne çıkıyor. Hal böyle olunca da sağlık sendikaları, demokrasi ile neo-liberalizmin aynı şey olmadığını, tam tersine “evdeki bulgurdan olmak”üzere olduklarını anlamış durumdalar. Bu durum SES’in, yıllardır yürüttüğü sağlıkta yıkım programına, neo-liberal politikalara karşı mücadelesini daha bir anlaşılır kılmakta, daha çok iletişim, deneyim paylaşımı, dayanışma ve mücadele ihtiyacını açığa çıkarmaktadır. Bundan dolayıdır ki toplantının en son –değerlendirme- turundaki ortak duygu ve düşünce; “mücadele”, neo-liberal sağlık politikalara karşı daha çok mücadele oldu.
Bilgi notu-Ülke Sunumları: MOLDOVA: Küreselleşme, neo-liberalizm yeni doğmadı. Bizde bu süreç SSCB’den ayrıldıktan sonra başladı. Bu politikalar bizim hükümetlere bağlı değil.
2000’lerde birçok kamu hastanesi kapatıldı. İMF marifetiyle birçok çalışan işten çıkarıldı. Şu an 60 bin sağlık çalışanı var. İki konfederasyon bileşerek tek sendika olduk. Hükümetle TİS imzalıyoruz. 2003-2004 yılları ile birlikte sağlık finansman çalışmaları başladı. 10-12 bin sağlık çalışanı yurt dışına göç etti. 2006’dan itibaren çalışanlara ücretsiz konut, yıllık bir ton kömür veriliyor. Bu uygulama göçü azalttı. Genel bütçeden sağlığa ayrılan pay %8.5’ten 2006’da %12’ye çıktı. 2008’de %12.5 öngörülüyor (milli gelirden %5). Kişi başı sağlık harcaması 2001’de 12 dolardan 2006’da 46 dolara çıktı. Daha da artacak. 2003’ten itibaren mecburi sağlık sigortası başlatıldı. Sağlık sigortasının %70’i devlet tarafından %30’i işçi- işverenlerden karşılanıyor. Kamu sağlık sistemini koruyoruz. Bizde GSS’nin çıkarılması zor.
Belediye, yerel yönetimlerin sağlık hizmetlerine katkısı için kanun hazırlanıyor. Ortalama bir hemşire maaşı 130 dolar. Bunun 300 dolara çıkarılması hedefleniyor.
Diş hekimliği ve ilaç sektöründe özel sektör yatırımları var. %5-%8 oranında. Genel olarak ülkemizde özel sektör gelişmedi.
Kalite performans değerlendirmeleri için çalışmalar yapıyoruz. Mecburi sigortadan bunun için %15 pay ayrılıyor. %3 ek ödeme alınıyor.
Aile hekimleri mesafeye göre %30 lara varan ek ücret alıyor. Riskli yerlerde çalışanlara da %40ek ödeme yapılıyor. Kırsalda çalışanlar teşvik ediliyor. Ücretlerimiz artmazsa iş gücü göçü başta olmak üzere sorunlarımız daha da artacak.
BULGARİSTAN: 7-8 milyon nüfusa sahibiz. En sık ölüm nedeni kalp hastalıkları. Toplam 270 kamu hastanesi var. 2006 da 54 tane olan özel hastane sayısı 2007 de 94 olmuştur. Özel hastanelerin işletmeciliğini çoğunlukla özel bankalar yapıyor. Toplam yatak sayısı 43 675’dir.Hemşire sayısı 31 600’dır. Kamu sağlık bütçesi kişi başına 70 Euro. 2008’de 100 Euro hedefleniyor. Hükümetler sigortalar konusunda neo-liberal programı destekliyorlar, amaçları özel sağlık fonlarını arttırmak.
Genel sağlık sigortası hizmet paketi dar kapsamlı. Yaklaşık bir milyon kişinin sağlık sigortası yok. Kamu hastaneleri ticari şirket olarak kayıtlıdır. Çok az hastane kamuya ait. Bu hastanelerin gelirleri düşük, teknolojik yenilikleri yapamıyorlar, hizmet kalitesinde düşüş var.
Sağlık sigortası sistemi yetersiz. Ek olarak paralar ödeniyor. En çok hastalar para ödüyor. Üniversite hastaneleri giderek kötüleşiyor, özel hastanelerin teknolojisi yüksek. Toplum sağlık sisteminden memnun değil, cepten harcamalar artıyor. Rüşvet artıyor.
Devlet-sendikalar-hastane sahiplerinin içinde yer aldığı üçlü koordinasyon yetersiz. Ortak kararlar uygulanmıyor. Çalışanların kararlarına yeterince saygı gösterilmiyor. Çalışanlar göç ediyor. Özellikle AB üyesi ülkelere kalifiye meslekten insanlar göç ediyor. Mafyalaşma var.
Neo-liberal programı durdurmamız gerekiyor. Bunun için grevler yapıyoruz. Kamu hastanelerinin belli bölümleri özel gibi çalıştırılıyor. Kamu-özel partnerler mevcut. Hastalar özele yönlendiriliyor. Kamu hastanelerinde ücretli-özel odalar var. Ücretlerimiz son derece adaletsiz. Bir kardiyoloji uzmanı 3 bin Euro alırken, göğüs hastalıkları uzmanı 300 Euro alabiliyor. Bir buçuk aylık mücadele ile üniversite hastanelerinde tazminat hakkı kazandık. Grev ve TİS hakkımız var. Önümüzdeki günlerde greve hazırlanıyoruz.
ARNAVUTLUK:Bulgaristan ile benzer sorunları yaşıyoruz.1990 yılından sonra demokratik süreç ve reformlarla umutlandık. Devlet-özel-sendika da oluşan Sosyal Diyalogdan sonuç alamadık. Hükümet bizimle görüşmeden karar veriyor. Komisyonlarda yer alıyoruz ama görüşlerimiz dikkate alınmıyor.
Ücretlerimizde %20’lik bir artış olmasına rağmen her şey çok pahalandı ve bu artış yetersiz kaldı. Gençler sendikalara yeterince güvenmiyor. TİS imzalıyoruz. Ücretler toplu sözleşme sistemiyle belirleniyor. İki sendika var üye sayımız 24 bin’dir. Üye sayılarında düşüş var, haklarını kazanmak için daha çok üye yapmaları gerektiğini belirtiyorlar. Sendikalardaki üye düşüşlerini ciddi olarak tartışmalıyız. İşçilerin %40’ı sendikalara üye değildir.
Sağlık Sigorta Fonu var. Özel sigorta fonları yok. Sigorta primlerini devlet ödüyor. Sendikalaşmayla ilgili engellerle karılaşmıyoruz.
AZERBAYCAN: Yeni bir devletiz. Devlet herkese ücretsiz sağlık hizmeti veriyor. Özel hastane yok. Kendi kanunlarımızı uygulamaya çalışıyoruz. Çalışanların hepsi sendikalıdır. Hükümetle toplu sözleşme yapıyoruz. Hastenelerizin en büyük sorunu teknolojik yetersizliklerdir. Ücretlerimiz aylık 100 dolar seviyesindedir. Genç doktorlar kırsal kesimde çalışmak istemiyorlar. Birçok genç doktor kariyer için yurtdışına gidiyor. Hasta hekime rüşvet teklif ediyor. Komşu ülkelerdeki olumlu örnekleri öğrenmeye çalışıyoruz.
ROMANYA: 1989’lardan önce çocuk anne sağlığı hizmetleri, koruyucu sağlık hizmetleri çok önemseniyordu ve sağlık sistemi başarılıydı. 2002 yılında reform programı başladı. Sağlık sigortası yeniden yapılandırıldı. Doktor ve hemşire birlikleri kuruldu. Sağlık sigortası ile ilgili yasalar çıktı. Vatandaşın ödediği para sağlık ve sosyal hizmet fonlarına aktarılmasına rağmen bu paralar sağlık alanının dışında kullanıldı ve genel bütçeye dahil edildi. Sigorta yönetimini de hükümet atadığı için fonlar başka alanlara aktarıldı. Devlet katkısı artması gerekirken %3.2 den %1’e kadar düştü. Sağlığa ayrılan bütçe azaldı. Düşük ücretler nedeni ile sağlık iş gücü göç etmeye başladı. Yapılan bir ankete göre sağlık personelinin yarısı Avrupa’nın değişik ülkelerinde çalışmak istiyor. Abartılı özelleştirme süreci yaşanıyor. Diş hekimliği ve eczanelerin %100’ü özelleşmiş durumda. Biz küreselleşmeye karşı değiliz ama kamu sağlık hizmetlerinin önemsenmesini istiyoruz. İdeal bir sağlık hizmeti için aylık 200 Euro harcama yapılması gerekiyor. Oysa bu rakam çalışanların aylık ücretlerinden daha yüksek. Aile hekimleri yalnızca hastayı yönlendiriyor, uzmana gönderiyor. Hasta da mağdur oluyor. Önleyici tıp ve araştırmalar azaldı. Sağlık sigortasına paralar toplanamıyor. Sistemde eksik finansman var. 10 yıl önce %3.59 olan sağlık bütçesi yaklaşık 10 kat azalarak %0.35’e kadar geriledi. Bu açık sağlık sigortasından karşılanmaya çalışılıyor. Toplu Sözleşme hakkımız var. Ama kanunlara uyulmuyor, ceza verilmiyor. Sözleşme sonrası grev yapılamıyor ve sorun hukuk yoluyla da çözülemiyor. Sendikalarda parçalanma var. Bu bizi zayıflatıyor. Sağlık çalışanlarının ücretleri 100-200 Euro, hekimlerin 200-400 Euro civarında son zamanlarda doktorların sendikaya ilgisi arttı. Genç doktorları üye yapıyoruz. Yasalar hem kamuda hem özelde çalışmaya izin veriyor. Kamuda 7 saat çalışma zorunlu. 48 bin doktordan 5 bini yurtdışına gitmek için başvuru yaptı. Şu an İtalya’da Romanya’dan göç eden 16 bin hemşire çalışıyor. Hastaneler; kamu hastanesi, kamu – özel hastane, özel hastane şeklinde.