İzmir'de faaliyet gösteren iki üniversite hastanesinde görev yapan 407 hemşire üzerindeki araştırma, gündüz çalışan ve hafta sonu izin yapan hemşirelerin iş doyumunun ve verimliliğinin daha fazla olduğu sonucunu ortaya çıkardı.
Master tezi olarak bir yıl boyunca süren araştırmayı yapan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı sorumlu hemşiresi Nuray Güneş, araştırma sonuçlarıyla ilgili bilgi verdi.
Eskiden hemşirelerin iş doyumunu hasta sayısı, nöbet, maaş konuları gibi sorunların etkilediğini bildiren Güneş, şu andaysa kuruma bağlılık, kendini gerçekleştirme yani kendini mesleki anlamda kabul ettirme gibi konuların ön plana çıktığını söyledi.
“Üniversite Hastanelerinde Çalışan Hemşireleri Etkileyen Etmenlerin Belirlenmesi” konu başlığıyla yaptığı araştırmaya katılan hemşirelerin yüzde 60'ının “kuruma bağlılık” olgusunu ön plana çıkardığını belirten Güneş, son yıllarda hemşirelerin eğitim seviyesinin arttıkça beklentilerinin de farklı yöne kaydığını dile getirdi.
Son 10 yıla kadar hemşirelerin beklentilerinin, iş doyumunu etkileyen etmenlerin daha farklı olduğunu ifade eden Güneş, “Eskiden hemşirenin iş doyumunu hasta sayısı, nöbet, maaş konuları gibi konular etkilerken şu anda kuruma bağlılık, kendini gerçekleştirme konuları ön plana çıkıyor” dedi.
SORUNLAR
Hemşireleri olumsuz yönde etkileyen sorunların başında rol belirsizliği, görev belirsizliği, ekipler arası çatışma gibi konuların ilk sırada yer aldığını kaydeden Güneş, şöyle konuştu:
“Bir hemşirenin çalıştığı yeri benimsemesinde ücret, hasta sayısı, nöbet etkilidir diye bekliyorduk ama böyle çıkmadı. İş doyumu, işle bütünleşme, rol belirsizliği konuları daha ön plana çıktı. Rol çatışması hemşirelerin genelde göreve başladığı ilk 5 yılda gerçekleşiyor. İş deneyimi genelde 16 yılın üzerine çıkan hemşirelerde bunun gerçekleşmediğini görüyoruz. Meslekteki görev yılı ilerledikçe bu sorunun azaldığını görüyoruz. Çünkü görev netleşiyor. Yeni göreve başlayan hemşire görev karmaşası yaşıyor. Dünya genelinde hemşirelik mesleği, zorluğu nedeniyle tercih edilen bir meslek değil, ancak Türkiye'de bu böyle değil. İş güvencesinden dolayı tercih ediliyor ama bizde de durum hızla değişiyor. Hemşireler kurumda tutunamaması nedeniyle iş yerinden ayrılmak istiyor. İş doyumu olmayınca önce kurumu bırakıyor, kendini ispat edemeyince de mesleği bırakıyor. Bu daha tehlikeli. Memnuniyetsizliğin olduğu yerde de hemşire açığı ortaya çıkıyor. Hemşire sayısı azaldıkça hizmet kalitesi azalıyor. Hemşirenin yetersiz olduğu yerlerde, hastaların şikayetlerinde artmaların olduğu ortaya çıkıyor.”
İŞ DOYUMU VE VERİMLİLİK
Hemşire sayısının artması halinde hasta hizmetlerindeki kalitenin arttığına vurgu yapan Güneş, gündüz çalışan ve hafta sonu izin yapan hemşirelerin iş doyumunun ve verimliliğinin diğer hemşirelere göre daha fazla olduğuna dikkati çekti.
Araştırmada nöbet tutan hemşirenin iş doyumunun çok düşük olduğunun ortaya çıktığının altını çizen Güneş, “Nöbet listesinin düzgün olması, hafta sonu izinler iş doyumunu artırıyor. Hemşire sayısının artırılması, hızlı taburcuya neden oluyor. Sağlık masraflarını azaltıyor. Hemşirenin maaşının yüksek olması aslında yük değil, tamamen sağlık hizmetlerindeki maliyetin azalması demek. Çünkü verilen hizmet ne kadar iyiyse hasta o kadar çabuk taburcu oluyor” diye konuştu.
Güneş, DEÜ Hemşirelik Meslek Yüksekokulu öğretim üyelerinden Prof. Dr. Gülseren Kocaman ile birlikte yaptığı araştırmanın yurt dışındaki dergilerde yayınlanacağını sözlerine ekledi.
(Hürriyet 12 Kasım 2007)