Almanya’daki sağlık reformunun sonuçları ortaya çıkıyor. ‘Uzmanlara’ yaşamla ölüm arasında karar yetkisi verilmesi trajik olaylara yol açacak
“Kanser hastalarına en fazla ne kadar para harcanabilir?”, “Kalp hastaları İscover yerine Aspirin kullanamaz mı?”, “Sadece bir kişinin yaşamını kurtarmak için helikopter ambulans göndermek ne kadar mantıklı?”… Almanya’da Uzmanların bundan böyle karar vereceği durumlardan sadece birkaçı. Tabi bütün bunlar 70 milyon üyeli yasal sigortalılar için geçerli, geri kalan özel sigortalı 10 milyon için hiçbir sınırlama yok! Yaklaşık 400 bin kişinin ise sigortası bile yok!
Almanya Federal Hükümeti, 1 Nisan 2007’de yürürlüğe giren “Sağlık Reformu”nun asıl amacının, “gereksiz sağlık harcamalarını en aşağı çekmek ve vatandaşa en iyi hizmeti vermek” olduğunu ileri sürmüştü. Yüzlerce milletvekilinin neredeyse hiç okumadan elini kaldırarak onayladığı reformun milyonlarca insan için ne anlama geldiği daha yeni yeni anlaşılıyor.
Bugüne kadar hastaya verilecek ilaca, uygulanacak tedavi ve terapiye karar verme yetkisi doktora aitti. Doktorlara yönelik tek kısıtlama, “kendisine verilen bütçeyi aşmama” ile sınırlıydı. Yeni uygulamada ise en son karar mekanizması olarak sigortaların “uzman komisyonları” devreye girecek. Hükümetin planlarına göre sağlık reformunun bu maddesi 2008’de yürürlükte olacak.
Yaşlılar, ev kadınları ‘ikinci sınıf’
Örneğin; bir kanser hastasının bir yıl daha fazla yaşamasını sağlayabilecek ilaç tedavinin uygulanıp uygulanmaması üzerine kararı bu komisyon verecek. Karar verilirken, “fayda ve maliyet” hesabı yapılacak. Burada “fayda”dan kastedilen, tedavinin hastaya faydası değil. Tedavinin maliyeti de göz önünde bulundurularak hastanın sosyal konumuna göre tedavi hakkında karar verilecek. Hasta yaşlıysa ve tedavisi pahalıysa, daha sonra bu kişinin üretime katılma olasılığı düşük olduğundan, uzmanların kararı olumsuz olacak.
Aynı durum şimdiye kadar sigortalı çalışmamışlar için de geçerli. Yaşamı boyunca çocuk yetiştiren ve eşine bakan bir ev kadını da benzer bir durumda tedavi dışında bırakılabilecek.
Bütün ülkedeki sağlık hizmetlerindeki gelişmeleri hükümete rapor etmek üzere oluşturulan Uzmanlar Komisyonu üyesi iktisatçı Eberhard Wille, Focus dergisine verdiği bir demeçte, “Tedavi yöntemlerinin seçiminde, fayda ve maliyeti üzerinden karar verildiğinde kadınlar ve emekliler için sınır daralacak. Çalışma yaşamında aktif olanlara daha fazla olanak sunulacak, burası kesin” diyor.
Wille’nin bu sözleri sağlık reformunun neden ve niçin yapıldığını göstermeye yetiyor.
Bakanın sözleri havada kalıyor
Federal Sağlık Bakanı Ulla Schmidt’in, “Sağlık hizmetlerinden herkes yararlanacak, kimse sokakta bırakılmayacak” sözlerinin ne anlama geldiği önümüzdeki yıl daha iyi anlaşılacak.
Örneğin; otobanda yaşanan kazada, kurtarma ekiplerinin karadan mı, yoksa havadan mı geleceklerine de uzmanlar karar verecek. “Sadece” bir kişi ağır yaralanmışsa bunun için helikopter göndermekten vazgeçilebilecek. Veya bugüne kadar kalp krizi geçirenlere verilen “Iscover” veya “Plavix” isimli ilaçlar yerine daha ucuz olanaklar sunulabilecek.
Kanın inceltilmesine yarayan bir paket (100’lük) “İscover”in fiyatının 259,97 Avro olduğunu belirten uzmanlar, “90 adedi 10,22 Avro olan Aspirin de aynı işlevi (kanın inceltilmesi) görüyor” diyerek her an ikinci bir kalp krizi riski içinde olan bir hastaya Aspirin içmesini önerecekler.
Uzmanlar bile şikayetçi
Bazı “vicdan sahibi” uzmanlar, politikacıların sermayenin lehine yaptıkları yasaları eleştiriyorlar. “Politikacılar, kararı bize bırakmasınlar, yasalarla ne yapılacağını çok kesin belirlesinler” diye konuşan Cornelia Yzer, “Eğer bir ilaçla bir insanın 6 ay daha fazla yaşaması mümkünse ve bunun 15 bin Avro’luk maliyeti politikacılar için fazlaysa o zaman bunu açıktan söylesinler. Uzmanlar burada teknik bir karar değil etik bir karar almak zorunda kalacaklar” diyor.
Tabi bütün bunlar 70 milyon yasal sigortalı için geçerli, geri kalan özel sigortalı 10 milyon “özel vatandaş” için hizmette hiçbir sınırlama yok! 400 binden fazla kişi sigortasız
Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller hükümeti 2005 yılında dağıldığında Almanya’daki sigortasızların sayısı 300 bine çıkmıştı.
SPD/Yeşiller hükümetinin Federal Sağlık Bakanı Ulla Schmidt, yeni kurulan Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) ile SPD hükümetinde aynı görevi sürdürdü. 1 Nisan 2007’de yürürlüğe giren reformda, “Bütün vatandaşlara sigortalı olma zorunluluğu” getirildi. Bu arada, tahminlere göre sigortasızların sayısı 2007’de 400 bini aştı.
Gerçek rakamın bilinmesinin mümkün olmadığını bildiren uzmanlar, birçok kişinin başkalarının sigorta kartlarıyla tedavi olduklarını söylüyorlar. Ama artık giderek bu da mümkün olmayacak…
İngiltere’de hasta olanın vay haline!
Almanya’da planlananların önemli bir bölümü İngiltere’de yürürlükte. Ameliyat için uzun bekleme sıraları artık normal sayılıyor. 1999 yılından bu yana ‘Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS) hangi tedavi yöntemlerini sunacağına özel bir daire karar veriyor. “Nice” isimli daire, tedavilerin masrafı ve faydalarını karşılaştırıyor. Buna göre ömrü bir yıl uzatacak tedavi yönteminin masrafı 30 bin Sterlin’i (44 bin 500 Euro) geçemiyor.
Kısa bir süre önce Londra’da bir mahkeme Alzheimer hastalarına verilen “Aricep” isimli ilacın masraflarının sağlık sigortası tarafından karşılanmamasını onayladı. Söz konusu ilaç, Alzheimer hastalarının kısa süreli hafızalarını sağlıklı kullanmalarına yarıyor. Mahkeme, “İlacın kısa süreli hafızayı koruduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ancak bunun, hastanın günlük yaşamını daha kolay idame ettirdiği anlamına da geldiği bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenle bir hasta için günlük 2,5 Sterlin veya yılda yaklaşık 900 Sterlin (1340 Euro) çok pahalıdır” gerekçesiyle ilacın yasal sağlık sigortası tarafından ödenmemesini karar altına aldı!
evrensel 27 temmuz 2007