SES olarak başlatmış olduğumuz, Her Şeyin Başı Sağlık, SAĞLIKTA YIKIMI DURDURALIM programı çerçevesinde 21.09.2006 tarihinde Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması eylemi gerçekleştirildi.
Basın açıklamasını SES Genel Başkanı Köksal Aydın’ın yaptığı eylemde sağlıkta yıkımın örnekleri, gazete kupürleri ve dövizleriyle ortaya konuldu.
BASINA VE KAMUOYUNA
Her Şeyin Başı Sağlık;
SAĞLIKTA YIKIMI DURDURALIM!
Ülkemiz sağlık ortamı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında IMF, Dünya Bankası tarafından dayatılan yapısal bir değişim süreci yaşıyor. “Dönüşüm programı” henüz tamamlanmadan toplumsal sonuçları ortaya çıkmaya başladı. “Sağlıkta yıkım programı”na dönüştü. Tamamlandığında sağlık hizmetlerinin tamamen piyasaya devredildiği, sosyal devletin sağlık alanındaki sorumluluğunun ortadan kalktığı bir sağlık ortamı ile karşı karşıya kalacağız.
Sendikamız geçmişten bugüne herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti talebi ile mücadele yürüttü. Gelinen aşamada, “Her şeyin başı sağlık; SAĞLIKTA YIKIMI DURDURALIM! ana temalı, yoğunlaştırılmış ve örgütlü, örgütsüz tüm toplum kesimleriyle ortaklaştırılmaya ve yıkım tablosundan etkilenimin boyutuna göre zenginleştirilmeye açık olmak üzere bir mücadele programı hazırlamıştır.
Dönüşüm programı her düzeyde hoşnutsuzluk ve bir yıkım tablosu yaratmaktadır. Bu durum taleplerimizi topluma anlatma ve birlikte daha etkili bir mücadele yürütme olanaklarımızı ve toplumsal sorumluluklarımızı artırmaktadır.
İşte “Sağlıkta Yıkım” Tablosu, Neden ve Sonuçları:
Bütçeden sağlığa yeterli kaynak ayrılmamakta, yatırım yapılamamaktadır.
Yüz bine yakın personel açığı yaşanmakta, siyasi iktidar bunu gidereçaba sarf etmemektedir
SSK sağlık kuruluşlarının devri iddiaların aksine hizmet kalitesi ve hizmete ulaşma konusunda büyük olumsuzluklar yaratmıştır. Birçok ilaç temin edilememekte cepten harcamalar artmaktadır. Devrin maliyeti öngörülenin 3 katı olmuş, bunun rakamsal karşılığı 81 ilde tam donanımlı yeni hastane açılabilecek kaynağın uluslar arası tekellere, özel sektöre peşkeş çekilmesi olmuştur.
Bütçe kaynakları yerine sosyal güvenlik kurumlarını çökertecek performansa dayalı döner sermaye ikame edilmiş, ticari rekabetle hizmetin kamusal özelliği zedelenmiştir. Edirne, Manisa, Kayseri ve Bursa’da görülen yeni doğan ölümleri bu durumun sonuçlarıdır.
Hizmet alımı yaygınlaşmış taşeron uygulamalarla sağlık hizmeti parçalanmıştır.
IMF’nin “sağlık harcamalarınızı azaltın” talimatı ile “paket fiyat” uygulaması başlatılmış, sağlık hizmeti sunulamaz hale gelmiştir.
Yine IMF’nin “sağlık harcamalarınızı azaltın” talimatı ile ilaç sınırlandırılmasına gidilmiş, kanser ilacı dahil yaklaşık 150 kalem ilaç reçete kapsamı dışına çıkarılmış ve bunun daha da artması beklenmektedir.
Toplum sağlığı yerine piyasa işleyişini ikame eden anlayış koruyucu sağlık hizmetlerine yeterince yatırım yapmamış (sağlık bütçesinin yalnızca %08’i koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılmaktadır), personel açığı giderilmemiş ve bunun sonucunda salgın hastalıklar hortlamıştır. Ankara’da kolera salgını, Malatya ve Ağrı’da salgınlar, “geliyorum” diyen kuş gribinde yaşanan acizlik ve dört çocuğumuzun ölmesi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden ölümler…
Sağlık Bakanlığı böylesi bir yıkım tablosuna rağmen çıkardığı afişlerde “3 yıl önce böyle değildi, 3 yıl sonra daha iyi olacak” diyebilmektedir. Buradan Sayın Bakana seslenmek istiyorum. Evet, 3 yıl önce de sorunlarımız vardı. Ancak böylesi bir yıkım yaşamıyorduk. İnsanlarımız bu denli ölmüyor, salgın hastalıklar çıkmıyor, ilaçlar sınırlanmıyor, “paket fiyat”la hizmet daraltılmıyor, sağlık hizmeti bu denli paraya endekslenmiyor, çalışanlar hak kaybına uğramıyor, personel açığı ve buna bağlı iş yükü artmıyor, iş güvencesiz; sözleşmeli çalışma yaygınlaşmıyor, siyasi kadrolaşma yaşanmıyordu.
Yine Sayın Bakana ve AKP Hükümetine sesleniyorum: Bu ülke insanına yapacağınız en hayırlı iş bu programı durdurmak olacaktır. Evet, SAĞLIKTA YIKIMI DURDURUN!
Sağlıkta Yıkım “Felaket”e Dönüşmeden:
Şayet müdahale etmezsek, IMF’ ye verilen niyet mektubundan da anlaşılacağı üzere ”Dönüşüm programı” 2007 yılında tamamlanacak; birinci basamakta sağlık ocakları yerini Aile Hekimliğine, bütçeden karşılanan sağlık hizmetleri yerini Genel Sağlık Sigortasına bırakacak.
GENEL SAĞLIK SİGORTASI İLE; Sağlık hizmetinden yararlanmak için herkes kazancının %12.5’ini prim ve primle birlikte yapılan muayene, tahlil, tıbbi malzeme için katkı payı ödeyecek. Parası olan cebindeki parası kadar sağlık hizmetinden yararlanacaktır. “Paket fiyat” uygulamasıyla pakete sıkıştırılmaya çalışılan sağlık hizmetleri Genel Sağlık Sigortası ile minyatür paketlere havale edilecek. Hastaneler ticarethaneye, hastalar ise müşteriye dönüşecektir.
AİLE HEKİMLİĞİ İLE; Aşılama, gebe bebek takipleri yapılamayacak, piyasa mekanizmasında yeri olmayan çevre sağlığı hizmetleri yeterince sunulamayacağı için bulaşıcı hastalıklar artabilecek, sağlıkta yıkımın boyutları savaşlarda ölen insan sayısını aşabilecektir. Bilboardlara “ücretsiz sağlık hizmeti” diye tanıtımı yapılan Aile Hekimliği uygulaması ile sağlık ocaklarının aksine hizmet paralı olacak, GSS’ ye prim ödemeyen yararlanamayacaktır.
Sağlıkta yıkımı durdurmak için;
Sendikamız geçmişten bugüne yürüttüğü mücadeleyi önümüzdeki 4 aylık dönemde yoğunlaştırarak programlı bir tarzda devam ettirecektir. Başta sağlık örgütleri olmak üzere; sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerle bu süreci paylaşarak, yıkımın boyutlarını ve buna karşı yapılacak eylem ve etkinlikleri ortaklaştırma çabası içerisinde olacaktır.
Eylül ayında; bölge mitingleri, örgütlü örgütsüz toplum kesimleriyle paylaşım,
Ekim ayında; yaygın bildiri dağıtımı, standlar kurma, afişleme ve programa destek veren kurumların açıklamaları, Kasım ayında; mitingler, kol yürüyüşleri, şayet yıkım programı durdurulmazsa 1 günlük uyarı ve devamında birkaç günlük iş bırakma eylemleri yapılacaktır.
Üyelerimize, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine ve topluma sorumluluğumuz gereği; Örgütlü örgütsüz tüm halkımıza buradan açık çağrı yapıyoruz:
“Her şeyin başı sağlık; SAĞLIKTA YIKIMI DURDURALIM! 21 Eylül 2006
Dr. Köksal AYDIN
SES Genel BaşkanI