Beyazıt, Gazi, Halepçe Katliamlarını Unutmayacak, Unutturmayacağız!

Facebook
Twitter
WhatsApp

Pzt, 16 Mart 2015

altBaharın ve yeniden doğuşların müjdecisi olan Mart ayı ne yazık ki yaşadığımız coğrafyada daha çok katliamları ve acıları hatırlatan bir ay olma özelliğiyle öne çıkıyor. Üzerlerinden on yıllar geçmiş olsa bile Beyazıt, Halepçe, Gazi katliamları hâlâ yüreklerimizdeki acısını, hafızalarımızdaki tazeliğini korurken acılarımıza yenileri eklenmeye devam ediyor.

Gençlerimiz, çocuklarımız başta olmak üzere toplumsal muhalefeti hedef alan katliamlara devam edenler “İç Güvenlik” adı altında faşizmi körükleyen düzenlemelerle üzerinden 45 yıl geçen 12 Mart muhtıra dönemini hortlatmak istiyor.

37 yıl önce 16 Mart 1978`de İstanbul Üniversitesi öğrencisi yedi genci güvenlik güçlerinin gözleri önünde katledenlerle aynı zihniyeti paylaşanlar bugün ülkenin üniversitelerinde, sokaklarında faşist çetelerle işbirliği halinde dehşet saçmaya devam ediyor. 

Beyazıt katliamı faillerini yakalamak için peşlerinden giden polislere ‘dur’ emri verenler 12 Mart 1995`te İstanbul Gazi Mahallesi`nde Alevilerin gittikleri kahvehanelerin ve cemevinin hedef alındığı silahlı saldırılarda ve saldırıyı protesto etmek için toplanan halkın üzerine ateş açılması sonucunda 22 vatandaşımızın katledilmesinde “vur” emri verenlerdir. Bugün ise, 12 yıldır ülkeye ‘ileri demokrasi’ vaat edenler emek ve halk düşmanı politikalarını eleştiren, karşı çıkan herkesi ‘vur emri’  verilmesini ‘yasallaştıracak’ kadar gözlerini karartmıştır.

16 Mart 1988 tarihinde gerçekleşen Halepçe katliamı ise başlı başına bir insanlık dramıdır.  Kürt halkını hedef alan katliamda, dönemin Saddam Hüseyin rejimi tüm dünyanın gözleri önünde, 5 binden fazla çocuk, kadın ve erkeği kimyasal silahlarla acımasızca katletmiştir. Newroz kutlamalarına hazırlık yapıldığı sırada gerçekleştirilen insanlık dışı katliamın elbette ki tek sorumlusu diktatör Saddam Hüseyin değildir. Bölgeye ilişkin hesapları olan emperyalist ülkeler ve gerici bölge yönetimleri de yaşanan bu vahşeti seyrederek en az Saddam Hüseyin rejimi kadar büyük bir suç işlemişlerdir.

Halepçe`de kadın çoluk, çocuk demeden katliam yapanlara gerekli tepkiyi göstermeyenler, Roboski katliamına imza atmaktan da IŞİD çeteleri tarafından gerçekleştirilen katliamlara zemin hazırlamaktan da geri durmamıştır.

Ne Beyazıt ne Gazi ne de Halepçe katliamının gerçek failleri ve arkasındaki güçler aradan geçen bunca zamana rağmen aydınlatılmamış, hak ettikleri cezalar verilmemiştir. Ancak bilinmelidir ki, ezilenler ve emekçiler sadece acıları anmaz, gün gelir hesabını da sorar.

Tüm insanlığın barış içerisinde yaşayacağı bir dünya mücadelesi veren halkların ve emekçilerin örgütlü gücü yeni katliamlar yaşanmasını engelleyebilecek tek güçtür. Emek ve demokrasi güçlerinin bir parçası olarak Mart katliamlarında hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor ve zalimleri bir kez daha lanetliyoruz.

Yeni katliamlara meydan vermemek için, barış, eşitlik, özgürlük, adaletin hâkim olduğu bir dünya yaratma mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edecek, Beyazıt, Gazi, Halepçe katliamlarını unutmayacak, unutturmayacağız!

                                                                                           Yürütme Kurulu

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]