Türkiye sağlık sistemi, uzun süredir, birçok kamu hizmeti alanında olduğu gibi neoliberal politikalar doğrultusunda piyasalaştırılmaktadır. Bir kamu-özel ortaklığı modeli olarak devreye giren şehir hastaneleri, bu dönüşümün en son ve en kapsamlı halkasıdır. Adana Şehir Hastanesi de bu kapsamda açılan 4. Şehir hastanesi olup, bugün açılışının birinci yılıdır.

Bilinmektedir ki, Şehir hastaneleri projelerinin “kamu”yla tek ilişkisi, hazine arazilerinin üzerinde yükselmesi ve 25 yıl boyunca kamunun ‘milyarlarca dolarlık’ kira ödeyecek olmasıdır. Kalkınma  Bakanlığı’nın 2016 yılı raporuna göre, yapımına başlanmış 18 şehir hastanesinin toplam yatırım tutarı 10.5 milyar ABD doları, 25 yılda devlet tarafından şirketlere ödenecek  toplam kira tutarı ise 30.2 milyar ABD dolarıdır. Bugüne kadar şehir hastanelerine harcanan miktar ve daha ne kadar harcanacağı  “ticari sır” gerekçesiyle açıklanmamaktadır. Şehir hastanelerindeki şirketlere olan ödemelerin Dolarmı TL mi üzerinden yapılacağı da açıklanmamıştır.

 

BİRİNCİ YILINDA ADANA ŞEHİR HASTANESİNDE YAŞANAN SORUNLAR:

18 Eylül 2017 tarihinde açılan Adana Şehir Hastanesi çalışanlarının bir yılın sonunda birçok sorunu bulunmaktadır. Bu sorunlar ilgililere iletildiği ancak sonuç alınamadığı belirtilmektedir. Adana Şehir Hastanesinde çalışan hekimler, hemşireler, teknikerler ve diğer sağlık personelinin yaşadıkları sorunlar ve talepleri şunlardır;

  • HASTANE İŞLEYİŞİNDE SÖZ HAKKI İSTİYORUZ

Hastane işleyişinde her ay farklı bir karar “ben yaptım oldu” mantığı ile alınmakta, değişiklik olduktan sonra hekimlerin haberi olmaktadır. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının, kendi çalıştıkları koşullarda söz sahibi olmaması akla uygun değildir. Hastane genelinde yapılan “sekreterlerin oda dışına alınması” uygulaması da hekimlerin çok geniş muhalefetine rağmen uygulamaya geçmiştir. Bu durum hasta ile geçirilecek zamanı bilgisayara bakarak ve veri girerek harcatmakta, hekimlerin sekreterlik de yapmaları beklenmektedir.

  • HASTALARIMIZI MUAYENE ETMEK İSTİYORUZ

Hasta başına muayenesüresi en az 15dk olmalı iken MHRS’de bile bu süre 10 dakikadır. Randevusuz gelenlerin de alınması durumunda, hasta başı muayene 5 dakikadan aza düşmektedir. Bu durumda hastaya süre ayrılamayacağından, hekimler tetkik hekimliği yapmak zorunda kalmakta, hastalara

yeterli süreyi ayıramadığı için olabilecek hatalardan da sorumlu tutulmaktadır.

  • HASTALARIMIZDAN KORKMAK İSTEMİYORUZ

Hekime şiddetin toplumsal histeri hâlini aldığı mevcut durumda, gözle görünür bir önlem alınmamaktadır. Bir sorun karşısında güvenlik ancak 5555 arandıktan sonra geldiği için geç kalmaktadır, beyaz kod ise şiddete uğradıktan sonra verilebilmektedir. Hasta ve yakınlarının yığıldığı poliklinik önlerinde hastalar tek muhatap olarak gördükleri hekimi her olumsuzluktan sorumlu tutmaktadır. Servis ve yoğun bakımlarda personel ve güvenlik personeli yetersizdir ve sürekli olarak değişmektedir. Özellikle akşamları otoparkta güvenlik olma

ması birçok kadın hekim arkadaşımızın güvenliklerini tehdit etmektedir.

  • YETERLİ SAYIDA SAĞLIK ÇALIŞANI İLE EKİP ANLAYIŞIYLA HİZMET VERMEK İSTİYORUZ

Servis ve yoğun bakımlarda hemşire eksikliği sorunu devam etmektedir. Hemşireler sayıları az olması nedeniyle yoğun bir tempoda çalışmakta üstelik daha fazla nöbet tutmaktadırlar. Güvencesizleştirilen, yoğun iş temposu altında ezilen ekip arkadaşlarımızın mutsuzluğu hekimlere de yansımakta, iş barışı ve motivasyonu düşürmektedir. Şehir hastanesine geçildiği günden itibaren sağlık çalışanlarının büyük kısmı mutsuz ve huzursuz bir şekilde çalışmaktadırlar. Sağlıkçılar daha fazla çalışmasına, nöbet tutmalarına, yorulmalarına rağmen emeklerinin karşılığını alamamaktadır. Sağlık çalışanları gün geçtikçe

yaptıkları işe yabancılaşmakta, istifayı düşünmektedir.

YENİ HEKİMLERİN EĞİTİM ALACAĞI BİR ORTAM İSTİYORUZ

Asistan hekimler çok yoğun iş gücü şartlarında çalışmaktadır. Eğitim dışı iş verilemesinin yasal olmamasına rağmen her türlü angaryaya koşturulmakta, yasal sürenin çok üs

tünde, saatlerce çalıştırılmakta, hastanedeki bütün personel açığı asistan hekimlerden karşılanmaya çalışılmaktadır. Bildiğimiz kadarıyla bugüne kadar Şehir Hastanesi, Eğitim açısından herhangi bir af

iliasyon veya yasal statüye kavuş

turulmamıştır. Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından nasıl olduğu bilinmeyen bir şekilde verilen kadrolar tüm eğitim görevlilerine bilimsel kriterlere göre dağıtılmamaktadır.

ADANA ŞEHİR HASTANESİNİN ADANA SAĞLIĞINA  ETKİLERİ

Şehir Hastanesi açıldıktan sonra Adana’da hastanelerin yerleri ve isimleri değiştirilmiş. Mevcut hastanelerin yatak kapasiteleri azaltılmış, toplamda Adana’da ki yatak sayısı neredeyse değişmemiştir. Bir kısım doktor, hemşire, sağlık çalışanı ve personel şehir hastanesine kaydırıldığı için o hastanelerde çalışanlar daha olumsuz koşullarda çalışmaya başlamışlardır. Hastanelerde yapılan tespitler şunlardır.

1-Önceden 150 yatak ve 5 servisi olan Meydan Çocuk  Hastanesinde bugün 50 yatak vardır ve 15 hemşire çalışmaktadır

2-250 yataklı Marsa Doğum Hastanesi 50 yatağa düşürülmüştür. Her gün ortalama 30 normal doğum, 20 sezaryen yapılmaktadır.

3-Adana Yüreğir Devlet Hastanesi eski TOKİ Numune Hastanesinin yerine 750 yataktan 400’e düşürülerek açılmıştır.

4- Dr. Aşkın Tüfekçi Hastanesi 800 yataktan 300 yatağa düşürülmüş. O bölgede başka hastane kalmadığı için özellikle acil servisine çok fazla sayıda hasta gelmesi hekim ve sağlık çalışanlarını çok zor durumda bırakmaktadır. Bunun sonucunda şiddet olayları artmıştır. Servislerde ise Uzman hekimler ise yatak sayısı çok azaldığı için gerekli olan girişimleri yapabilmek için uzun sürelere randevu vermektedirler.

5-Askeri Hastanenin, Karşıyaka’da ki Adana Devlet Hastanesininve Adana Numune Hastanesinin arazilerinin ne olacağı konusunda herhangi bir bilgi verilmemektedir.

6- Planlandığı belirtilen 150 yataklı Yeşil Oba Devlet Hastanesi ve 100 yataklı Karşıyaka Devlet Hastanesinin ne zaman yapılacağı belli değildir.

7- Bahsi geçen tüm hastanelerde hemşire sayısı çok azdır. Sağlıkçıların performans-döner ve nöbet paralarının ödenmesinde sorunlar vardır.

Sürekli olarak hastane yerleri ve isimleri değiştirilmiş. Buralarda çalışan sağlık emekçileri yeni bir sürü zorluklarla karşılaşmışlar, vatandaşlar ise sürekli değişen hastane yeri ve isimlerinden şaşkına dönmüştür.

* ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ*

1-Şehir Hastaneleri artan döviz kurları da göz önüne alındığında Sağlık Bakanlığına devredilmelidir.

2-Adana Şehir Hastanesinin hemşire, sekreter, personel ve güvenlik sorunu acilen çözülmelidir. Bunun için kadro sayıları arttırılmalıdır.

3-Adana Şehir Hastanesi Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile Afiliye edilmelidir.

4-Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından eğitim görevlilerinekadro verilmesi konusundaki çifte standart ve mağduriyetler ortadan kaldırılmalıdır.

5- Hastanelerde hekimlerin polikliniklerde hemşiresiz veya sekretersiz çalışmalarına son verilmeli, her polikliniğe bir sağlık çalışanı verilmelidir.

7- Her hastanede hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarına daha iyi çalışma koşulları sağlanmalı ve performanslarına bakılmaksızın üst düzeyde döner sermaye hakları verilmelidir.

8-Hastanelerde yaşanan şikâyet ve şiddet hekim ve sağlık çalışanlarından değil sağlık sisteminin kötü yönetilmesinden kaynaklanmaktadır. Bunun için başta aciller olmak üzere daha insani çalışma koşulları sağlanmalıdır.

Adana Tabip Odası

SES

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]