5 MAYIS DÜNYA EBELER GÜNÜ’NDE MESLEĞİMİZİN BAĞIMSIZLIĞI VE ONURU İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ

Facebook
Twitter
WhatsApp

Ebelik mesleği insanlığın varoluşu ile başlayan tarihi süreçte çeşitli kültür, inanış ve dillerde farklı isimlerle anılsa da hep bilge kadın olarak bilinir. Toplumsal saygınlığı olan tarihi ve işlevselliği yönünden dünyanın ilk bütüncül ve en eski mesleklerden biridir.

Günümüzde ebeliği ana-çocuk sağlığı hizmetlerini yürüten, doğum öncesi ve doğum sonrası hizmetleri veren, doğum yaptıran, 0-6 yaş grubu çocuk beslenme ve aşılarını yapan, aile planlaması, kişisel temizlik kuralları, ilk yardım, bulaşıcı ve sosyal hastalıklardan korunma,  savaşla ilgili konularda birey, aileye, topluma sağlık eğitimi veren, doğum, ölüm ve istatistik verileri toplayan,  değerlendiren kamu kuruluşları ile gerekli işbirliğini sağlayan ve Sağlık Bakanlığınca tescil edilmiş bir okuldan mezun olan meslek mensubu olarak tanımlasa da, ebeler olarak hem kamuda hem de özel sağlık alanında kendi meslek tanımlarımız dışında başka işlerde de çalışmaya zorlanıyoruz. Mesleki alanımız angarya ile her geçen gün daha da fazla işgal edilmekte, ebelik mesleğinin görev sınırları belirsizleştirilerek mesleki bağımsızlığımız yok edilmektedir.

AKP eliyle yürütülen neoliberal sağlıkta dönüşüm programı ebelerin mesleki sorunlarını daha da büyütmüş ve ebelik yardımcı sağlık elemanı algısıyla yürütülmeye başlanmıştır. “Sağlıkta Dönüşüm Programı” tüm sağlık alanı ve sağlık emekçilerinin olduğu gibi, ebelerin de mesleklerini yaparken yaşadıkları sorunların kat ve kat artmasına neden olmuştur.  Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerinde önemli yer tutan ebeler, aile hekimliği sisteminde ana-çocuk sağlığı, gebe takibi v.b. en önemli ve mesleğinin gereği olan hizmetleri veremez duruma getirilmişlerdir. Bu sistemle aynı zamanda ebelerin adı yok sayılmış, hekimle sözleşme yapacak “Aile Sağlığı Elemanı” olarak tanımlanarak, meslekleri tamamen yok sayılmıştır. Sağlık Bakanlığınca ebeliğin mesleki bir tanımı olsa da geçmişten beri görev, yetki ve sorumluluklarının sınırlarının belirlenmemesine bu durumun eklenmesi ile görevlerini daha da belirsizleştirmiştir.

Sağlık hizmetinin sunumunda ebeliğin bu kadar önemli yeri olmasına rağmen, kamu kurumlarında yeterince kadro açılmaması ebelerin temel sorunlarının başında gelmektedir. Bu sorunların çözümü açısından personel eksikliğinin güvenceli-kadrolu istihdam politikası ile giderilmesi en önemli taleplerimizdendir. Ancak iktidar sağlık emekçilerinin iş güvencesi ile ilgili sorunlarını çözmek bir yana, güvencesizliği yaygınlaştırmaya devam etmektedir. Ayrıca KHK ile işine son verilen ve göreve yeni başlayacak sağlık emekçilerinin güvenlik soruşturmaları adı altında yapılan hukuksuz uygulamalarla görevlerine başlatılmaması var olan personel eksikliğini ve iş yoğunluğunu artırmıştır. Bütün sağlık emekçileri bu durumdan hem psikolojik hem de fizyolojik olarak etkilenmektedir.

ASM, TSM, özel ve kamu hastanelerinde emek veren biz ebeler, iş ve gelir güvencesizliği, yoğun nöbetler,  düşük ücret, riskli çalışma koşulları, performans sistemi, toplam kalite yönetimi anlayışı, emekliliğe yansımayan ek ödemeler ve ek ödemelerin dağılımında adaletsizlik gibi sorunlar ile yüz yüzeyiz. Ayrıca vekil, sözleşmeli veya aile sağlığı merkezlerinde kamu dışı olarak çalışan ebelerin, kadro ve güvence beklentisi 2018-2019 toplu sözleşmesinde de karşılanmamıştır.

Bunların yanı sağlık alanında şiddetin giderek tırmanması ve yoğun çalışma koşulları sağlık emekçilerindeki yıpranma ve tükenmişliği artırmakta, birçok sağlık çalışanı bu durumdan kaynaklı hayatına son vermektedir. Bütün sağlık emekçilerinde olduğu gibi ebeler de fiili hizmet süresi zammından yani yıpranma payından faydalanamamaktadır. Her seçim döneminde olduğu gibi bu seçim döneminde de AKP tarafından, hakkımız olan yıpranma payımız seçim propagandası malzemesi haline getirilmekte seçim sonrasında ise unutulmaktadır.

Sağlığın ve toplumsal yaşamın en önemli dinamiği olan ebelik mesleğinin özlük hakları, bağımsızlığı ve onuru için taleplerimizi bir kez daha hatırlatıyoruz:

1-Doğurgan nüfus başına düşen ebe sayısı Avrupa standartlarına getirilmeli ve personel açığı güvenceli-kadrolu istihdam ile giderilmelidir.

2-Ebelik yasası çıkarılarak iş tanımı muğlaklıktan kurtarılmalı ve ebeler esnek, kuralsız, angarya işlerle daha fazla yüz yüze bırakılmamalıdır.

3- Ebelik mesleği ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınmalı ve fiili hizmet süresi zammından faydalandırılmalıdır.

4-Ek ödemeler adil bir biçimde dağıtılmalı ve emekliliğe yansıtılmalıdır.

5- Esnek kuralsız çalışmaya karşı; iş güvencesi, can güvencesi, güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır.

6-İş yerlerimizde maruz kaldığımız her türden riske karşı güvenceli ve güvenli çalışma koşulları sağlanmalıdır.

7-İşyerlerinde şiddet ve taciz çerçevesinde önleyici uygulamalar yaygınlaşmalı ve hukuki yardımdan kadro durumuna bakılmaksızın istisnasız tüm çalışanlar yararlandırılmalıdır.

8-Her iş yerinde 7 gün 24 saat açık, ücretsiz ve anadilinde kreş hizmeti sunulmalıdır.

9-İşyerlerinde kadrolaşma ve baskıya son verilmelidir.

10- Şiddete karşı önlemler artırılmalıdır.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak haklarımız ve geleceğimiz için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.  Tüm ebelerin 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü’nü kutluyor ve tüm ebeleri haklı mücadelemizi birlikte daha da büyütmeye davet ediyoruz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]