Son
yıllarda muhalif olan tüm toplumsal kesimlere yönelik baskı, gözaltı ve
tutuklama furyası tam gaz devam ediyor. İHD’nin 2011 yılı hak ihlalleri
raporuna bakmak bile durumun vahametini anlamak acısından yeterlidir.

 

Cezaevleri
Türkiye’nin yıllardır çözemediği, hak ihlallerinin bir türlü engellenemediği en
ciddi sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. Sağlıksız koşullar, psikolojik
baskı nedeniyle hasta tutukluların ve cezaevinde yaşamını yitiren tutukluların sayısı
artmaktadır. Suç isnadı ne olursa olsun devletin denetiminde olan cezaevlerinde
sağlık hizmetlerine erişememe devlet eliyle temel bir insan hakkının ihlal
edildiği anlamına gelmektedir.  Son
olarak 15 Şubat 2012 tarihinde cezaevlerinde cezaevlerinin koşullarını protesto
etmek amacıyla açlık grevleri başlatılmıştır. Osmaniye Cezaevindeki tutuklular
bugün itibariyle açlık grevlerinin 58. günündeler. Talepleri işkence ve kötü
muamelede bulunan cezaevi yönetiminin değişmesi ve bu uygulamaların sona
ermesidir.

 

Durumun
vahametine ilişkin olarak TBMM İnsan Hakları Komisyonu Osmaniye Cezaevi’nde
incelemelerde bulunmuş ve 8 Nisan günü 23 sayfalık bir rapor yayınlamıştır.
Raporda cezaevinde yaşanan şartların 12 Eylül dönemindeki şartlarla aynı
olduğuna dikkat çekilmiştir. Rapordan edindiğimiz bilgilere göre; C tipi 196
kişi kapasiteli cezaevinde 227 tutuklu ve hükümlü, T tipi cezaevinde de 1000
kişilik kapasiteye rağmen 1212 kişi kalmakta, bir koğuşta 18 kişinin kalması
gerekirken 27 kişi kalmaktadır.

Cezaevlerinin varlığı bile başlı başına bir insan hakkı
ihlali taşırken, gün geçtikçe asgari insani koşulların dahi yok edildiğini, tutukluların
yaşam güvenliğinin devlet eliyle doğrudan tehlikeye atıldığı bir cezaevi hukuku
ile karşı karşıyayız.  Cezaevleri,
sağlıklı yaşamanın imkansız hale geldiği bir ortam haline getirilmiştir. Mevcut
koşullarının düzeltilmesi yerine;  sağlığını kaybeden tutukluların tedavisi
yapılmayarak ölümlerine seyirci kalınmaktadır.

Son dönemde başlatılan ve 58. gününde halen devam eden açlık
grevlerinin amacı; gayrı insani cezaevi koşullarının iyileştirilmesi başta
olmak üzere Türkiye’de özgürlüğün ve barışın sağlanması için devletin bir
girişimde bulunması yönünde uyarmaktır. 
Sürecin başından beri pek çok sivil toplum örgütü ve TBMM İnsan Hakları
Komisyonu Osmaniye cezaevinde açlık grevi yapan tutukluların sağlık
sorunlarının telafi edilemeyecek şekilde kalıcı boyuta geldiğini bildiren
raporlar hazırlamış, kamuoyu ve yetkililerle paylaşmıştır. Ancak buna rağmen
hiçbir iyileştirme, müdahale, girişim söz konusu olmamıştır.

Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerinin vahim sonuçlar
doğurmadan ve daha fazla hak ihlalinin yaşanmasına neden olmadan çözüme kavuşturulması
için buradan ilgilileri uyarıyoruz. Bu talepler gayet insani ve evrensel insan
hakları temelinde ve yerinde talepler olup, aynı zamanda tüm duyarlı kamuoyunun
da talepleridir. İktidar bu talepleri karşılamalıdır. Halen cezaevinde yüzlerce
hasta tutuklu varken ve bunların tedavisi gerçekleştirilmezken, açık
grevlerinin uzamasına sebep olarak iktidar ölümlere ve yeni hasta tutukların
oluşmasına neden olmamalıdır. Bundan sonra yaşanacak tüm olumsuzluklarda başta
Adalet Bakanlığı olmak üzere siyasal iktidar sorumludur. Bu sürecin takipçisi
olacağımızı tüm kamuoyuna duyuruyoruz.12.04.2012

 

                                                                                                                        MERKEZ YÖNETİM
KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]