DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ’NDE “AT ETİNDEN” DÖNER

Facebook
Twitter
WhatsApp

İzmir
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde at eti şoku!

İzmir
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)’ne bağlı tüm yemekhanelerinde öğrencilere,
personele ve kreş çocuklarına içerisinde at eti bulunan döner yedirilmesinin
ortaya çıkması üzerine hastane önünde açıklama yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi ve Eğitim-Sen 3 nolu üniversiteler
şubesi, hükümetin hızla uygulamaya devam ettiği sağlıkta dönüşümün son
halkasında insanlara at eti yedirildiğini söylediler.

Temel
yaşam hakkı olan sağlıklı beslenme hakkının nasılda ayaklar altına alındığı
gerçeğini artık çıplak bir şekilde gözler önüne serildiğini söyleyen SES İzmir
Şube Başkanı Veli Atanur, sağlıklı beslenmenin denetimsiz gıda üretimine feda
edilemeyeceğini belirtti.

Açıklamaya
katılan SES Genel Başkanı Çetin Erdolu da sağlık hizmetinin taşerona
devredilmesinin sonucu olarak insanlara at eti hatta ne olduğu belli olmayan
etler yedirilmeye başlandığını, hükümetin sağlık hizmetlerini ve üniversite
hastanelerini de tamamen özel sektöre devretmenin yollarını aradığını ifade
etti. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yaşanan bu olayın bir bakış açısının
göstergesi olduğunu da belirten Erdolu, SES olarak yapılmak istenenlere göz
yummayacaklarını toplumun sağlığı ile oynatmayacaklarını ifade etti. Erdolu,
DEÜ rektörüne çağrıda bulunarak SES ile toplu sözleşme masasına oturmasını
söyledi.

Yaklaşık
sekiz ay önce rektörlüğün şüphe üzerine yaptırdığı tahliller sonucu
üniversiteye bağlı yemekhanelerin tamamına verilen etlerin at ve kanatlı hayvan
eti olduğu sonucuna vardı. Firma değişikliğine giden ve firma hakkında dava
açan DEÜ rektörlüğünün konuyu sekiz ay saklayıp, rektörlük seçimlerine bir yıl
kala bu konuyu gündeme getirdiğini söyleyen SES şube başkanı Atanur, insan
sağlığının tehlikeye atılmasına müsade etmeyeceklerini belirtti.

Hastane
önünde Eğitim-Sen 3 Nolu Şube sekreteri Haşim Karaman ile açıklama yapan
Atanur, “İnsan sağlığını tehdit eden bu duruma yetkili kurumlarca gıda
ürünlerinin denetlenmemesi ve sağlıklı beslenme hakkının hizmet alımı adı
altında taşeron firmalara ihale edilmesi neden olmuştur.” dedi

Atanur
sözlerini şöyle noktaladı: “Gıda ürünlerinin her türlü denetiminin Tarım
ve Köy İşleri Bakanlığı’na devredilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın siyasal
gerekçelerle bu alandan tamamen elini çekmesi AKP eli ile gerçekleştirilmiştir.
Şimdilerde adı Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı olarak anılan kurum adeta
kendisine yapılan numune başvurularını değerlendiren, yetersiz personel
gerekçesi ile saha denetimini tamamen boş bırakan işlevsiz bir kurum haline
gelmiştir. Bilindiği üzere geçmişte koruyucu sağlık hizmeti olan gıda denetimi
sahada çevre sağlık teknisyenleri eliyle birinci basamak sağlık kuruluşu olan
sağlık ocaklarının Tarım İl Müdürlükleri ile uyumlu çalışması sonucu
yürütülmekte idi. Sağlıkta yıkım programının parçası olarak sağlık ocaklarının
Sağlık Bakanlığınca tasfiyesi sonucu bu işbirliği ortadan kalkmış ve ne yazık
ki sağlıklı beslenme hakkı da tehlikeye düşmüştür. Köklü bir üniversitemiz olan
Dokuz Eylül Üniversitesinde yaşanan at eti skandalından sonra sokaklarda iki
liraya yediğimiz yarım ekmek arası dönerlerin etinin ne eti olduğunu bu
sorumsuz uygulamalar nedeni ile düşünmeye bile gerek kalmamıştır.Sağlıklı
yaşamının en temel parametresi beslenme hizmet alımı yolu ile taşeron
şirketlere feda edilemez! Sağlıklı beslenmemizin aracısı olan gıda üretim ve
denetimi kamusal güvence altına alınmalı, bu alandaki hizmet alımları hiçbir ön
koşul sunulmadan durdurulmalıdır.”

BASIN AÇIKLAMASI METNİ

             Gıda
ürünlerinin denetimsizliği, sağlıklı beslenme hakkının taşeronlara ihale
edilmesi, ve işte vahim sonuç; halk sağlığını hiçe sayan Dokuz Eylül
Üniversitesi gerçeği ya da döner diye sunulan at eti!

            İzmir
Dokuz Eylül Üniversitesi yemekhanelerinde öğrencilere, personele ve kreş
çocuklarına içerisinde at eti bulunan döner yedirilmesi, temel yaşam hakkı olan
sağlıklı beslenme hakkının nasılda ayaklar altına alındığı gerçeğini artık
çıplak bir şekilde gözler önüne sermiştir.

            Sağlıklı
Beslenme Denetimsiz Gıda Üretimine Feda Edilemez

            İnsan sağlığını tehdit eden bu
duruma yetkili kurumlarca gıda ürünlerinin denetlenmemesi ve sağlıklı beslenme
hakkının hizmet alımı adı altında taşeron firmalara ihale edilmesi neden
olmuştur.

            Gıda ürünlerinin her türlü
denetiminin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na devredilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın
siyasal gerekçelerle bu alandan tamamen elini çekmesi AKP eli ile
gerçekleştirilmiştir. Şimdilerde adı Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı olarak
anılan kurum adeta kendisine yapılan numune başvurularını değerlendiren,
yetersiz personel gerekçesi ile saha denetimini tamamen boş bırakan işlevsiz
bir kurum haline gelmiştir. Bilindiği üzere geçmişte koruyucu sağlık hizmeti
olan gıda denetimi sahada çevre sağlık teknisyenleri eliyle birinci basamak
sağlık kuruluşu olan sağlık ocaklarının Tarım İl Müdürlükleri ile uyumlu
çalışması sonucu yürütülmekte idi. Sağlıkta yıkım programının parçası olarak
sağlık ocaklarının Sağlık Bakanlığınca tasfiyesi sonucu bu işbirliği ortadan
kalkmış ve ne yazık ki sağlıklı beslenme hakkı da tehlikeye düşmüştür. Köklü
bir üniversitemiz olan Dokuz Eylül Üniversitesinde yaşanan at eti skandalından
sonra sokaklarda iki liraya yediğimiz yarım ekmek arası dönerlerin etinin ne
eti olduğunu bu sorumsuz uygulamalar nedeni ile düşünmeye bile gerek
kalmamıştır.

            Sağlıklı
Beslenmenin Maliyeti Olamaz!

            Kamusal sağlık hizmetlerinde yaşanan
tasfiye insan sağlığı açısından kritik öneme sahip gıda tüketimi alanında da
yaşanmıştır. Maliyet hesabı yapan taşeron şirketlere kamusal alanın açılması,
düşük maliyetli, kalitesiz, denetim şansı olmayan gıdalarla sağlıklı beslenme
risk altına alınmıştır. Tam da bu noktada Dokuz Eylül Üniversitesinde yaşanan
trajedinin aracısı taşeron şirket ise, sorumluları da yıllardır sürdürdükleri
toplum sağlığını hiçleştirerek aracı birkaç kişiyi zengin etme adına icra eden,
başında Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğu AKP iktidarının Sağlık Bakanı ve Tarım
Gıda ve Hayvancılık Bakanı ve Cumhurbaşkanlığı’na  bağlı YÖK’tür.

            Sorumsuz Hükümetin ve ilgili
bakanlıkların tutumlarının aksine Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğünün sorunu
açığa çıkarma gayreti ve sorumlu davranışı tüm bu olumsuzluklar içinde umut
vericidir. Ama tüm olumlu çabalarına rağmen bu sorunu kamuoyu ve yetkili
sendika SES ile paylaşmaması da bir eksikliktir.

 

            Peki
Çözüm Nedir?

            Sağlıklı yaşamının en temel
parametresi beslenme hizmet alımı yolu ile taşeron şirketlere feda edilemez!
Sağlıklı beslenmemizin aracısı olan gıda üretim ve denetimi kamusal güvence
altına alınmalı, bu alandaki hizmet alımları hiçbir ön koşul sunulmadan durdurulmalıdır.

 

 

 

                                                                                                          16 Ağustos 2011

 

                                                                                  İzmir Eğitim Sen 3 No’lu Üniversiteler
Şubesi

                                                                      

                                                                                                          SES
İzmir Şubesi

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]