2005 yılında Genel Sağlık Sigortasının önemli bir parçası
olarak Düzce’de başlatılan Aile Hekimliği uygulaması bugün elliye yakın ile
yaygınlaştırılmıştır.

2010 yılı sonuna kadar tüm ülkede uygulanacağı Sağlık Bakanlığı
tarafından her fırsatta dile getirilmekte, 
“her hafta bir il” anlayışı ile çalışmalar yürütülmektedir.

 

15 Temmuz ‘da Ankara, Ekim-Kasım aylarında İstanbul’da Aile
Hekimliği uygulamasına geçilecektir. 2010 sonuna gelirken ülkemizin tüm sağlık
ocakları kapatılarak yerine; bir hekim ve bir aile sağlığı elemanının görev
yaptığı, adına Aile Sağlığı Merkezi denilen muayenehaneler alacaktır. 2010 yılı
sonuna gelirken Türkiye sağlık sistemi ve sağlık ortamı, uzun vadede birçok
sıkıntıya yol açacak ve geri dönülmesi zor bir yola girmiş olacaktır.

 

Sendikamızın GSS, Aile Hekimliği ve sağlıkta dönüşümün tüm
uygulamalarına karşı çıkış nedenleri, bu uygulamaların IMF ve Dünya Bankası
dayatmaları olduğunu söylememiz Hükümet ve Sağlık Bakanı tarafından her zaman reddedilmiştir.
Ancak GSS yasasının parça parça uygulamaya konulması ile gerçekler gün ışığına
çıkmaya başlamıştır.

 

Katkı, katılım, ilaç, ortez, protez paraları, 18 yaş altı
çocukların ücretsiz bakılmaması, hastane hastane dolaştırılan acil vakalar ve
yoksul hastalar Türkiye’nin günlük uygulama ve manzaraları olmaya devam etmektedir.
Aile Hekimliği Pilot yasasında ‘Aile Hekimliği ücretsizdir’ denmesine rağmen
sendikamızın yargıya başvurarak durdurduğu aile hekiminde 2 TL muayene ücreti alınması
uygulaması bile GSS yasasının tamamıyla hayata geçmesi durumunda emekçileri
bekleyen felaketi anlamamızı kolaylaştırmaktadır.

 

Aile Hekimliği yönetmeliği incelendiğinde; kapatılan sağlık
ocaklarının kuruluş amaç, görev ve sorumlulukları ile Aile hekimliğinin görev
ve sorumlulukları arasında fark bulunmamakta, hatta daha ileri görevler yüklemektedir.
Örneğin; cezaevi, çocuk ıslahevi, huzurevi, çocuk yuvaları ve yetiştirme
yurtlarına giderek yerinde teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetleri
vermek gibi gerçekleştirilmesi olanaksız görevler yüklemektedir. 2–3 kişilik
bir aile hekimliği birimine bu kadar yoğun görev yüklemek uygulamanın ciddiyetsizliğini
ve sözü edilen hizmetlerin gözden çıkarıldığını göstermektedir. Aynı zamanda
uygulanacak olanı şirin göstermenin cilalı sözleridir. AKP hükümeti “Sağlıkta
Dönüşüm” dediği yıkımı bu tür cilalarla,  abartılı ücretlerle gizlemeye çalışmaktadır. Genel
Sağlık Sigortasında da cila döküldükçe gerçekler ortaya çıkmakta halkın tepkisi
ve öfkesi karşısında gerçek uygulama sürekli ertelenmektedir.

 

Bugün elliye yakın ilde
aile hekimliği uygulanmaktadır. Ancak;

·         
Henüz
sözleşmeler Aile Hekimleri için SGK ile Aile sağlığı elemanları için de çalıştığı
Aile hekimi ile yapılmamaktadır. Yani ücretleri ve işleri henüz kısmen güvence altındadır.

·         
Yasada
zorunlu olmasına rağmen sevk sistemi uygulanmamaktadır. Hem Bu zorunluluk
koyulmakta hem de Aile hekimi ayda baktığı hastanın %15 inden fazlasını sevk
ettiğinde ücretinden kesileceği hükmüne yer verilmektedir. “Şimdilik” kaydıyla
kişi direk hastaneye gidebilmektedir.

·         
Henüz
aile hekimine giden kişinin prim ödeyip-ödemediğine bakılmamaktadır. GSS tam
uygulamaya başlanınca primini ödemeyene Aile hekimi bakamayacaktır.

 

Burada ifade ettiğimiz üç madde bile; ilgili yasalar tam
olarak uygulanmaya başladığında Aile hekimi ve aile sağlığı elemanı olanların
iş ve ücret güvencesinin olmayacağını, vatandaş ile karşı karşıya
bırakılacağını, vatandaşın da prim ödemeden sağlık hizmeti alamayacağını
açıklamaya yetmektedir.

 

Peki, Sağlık Bakanlığı nasıl propaganda yapmaktadır? Kamuoyu
nasıl bilgilendirilmektedir? Vatandaşlar ve kamuoyu ‘Aile hekiminiz bir telefon kadar yakın’, ‘aile fotoğrafınızda aile
hekiminize de yer açın’, ‘sağlığınız emin ellerde’
gibi söylemlerle
yanıltılmaktadır. Ankara billboardlarında yer alan “ekip çalışmasına doğru” sloganının gerçekle hiçbir ilişkisi
yoktur. Çünkü uygulamada ekip çalışması denilen sadece bir hekim ve bir
hemşire-ebe veya sağlık memurunu ifade etmektedir. “Aile fotoğrafınızda aile hekiminize yer açın” sloganı da gerçek
değildir. Çünkü ailenin her bireyi farklı bir hekime kayıt olabilmektedir.

 

 

BİZ DİYORUZ Kİ; AİLE
HEKİMLİĞİ UYGULAMASINDA

 

—        
Birinci
basamak sağlık hizmetleri kurumsal yapıdan muayenehane düzeyine indirilmektedir

—        
Sağlıkta
bölge kavramı ortadan kaldırılmakta ve kayıtlı kişi sayısını esas alarak,
koruyucu sağlık hizmetleri parçalanmaktadır.

—        
Koruyucu
ve geliştirici sağlık hizmetleri arka plana itilmekte, tedavi edici sağlık
hizmetleri öncelikli hale getirilmektedir.

—        
Sağlık
hizmetinde ekip anlayışı ortadan kaldırılmakta, hekim patron-işveren konumuna
getirilmektedir.

—        
Aile
hekimlikleri teknik donanım, yaptığı işler ve tefrişatına göre
sınıflandırılmaktadır. Bu durum almak istedikleri katkı payını da
kademelendirecektir.

—        
Sağlık
emekçileri bölünmekte, meslek tanımı ortadan kalkmaktadır.

—        
Dayanışma,
deney alışverişi yerine rekabet yerleştirilmektedir

—        
Birinci
basamakta kayıt dışı istihdama olanak tanınmaktadır.

—        
İş
ve ücret güvencesinin olmadığı sözleşmeli çalışma esas alınmaktadır.

—        
Uygulanan
iller arası standart uygulama yoktur, her ilde farklı uygulamalar
görülmektedir.

—        
Sağlık
emekçileri yalnızlaşmakta, sendikal örgütlenmeye ilgileri azalmaktadır.

—        
Aile
sağlığı elemanı görevi yapanların iş yükü çok artmaktadır.

—        
Aile
hekimi ve aile sağlığı elemanı olmayı kabul etmeyenler geçici görevlendirmeler
ile idari baskılara maruz kalmaktadır

—        
Hekimler
açısından, başlangıçta yüksek tutulan ücretler ileride şimdiki ücretlerin
altına çekilecektir.

 

Sağlık alanında bugüne kadar yaşananlar, bundan sonra
yaşanacaklar yanında halen çok küçük kalmaktadır. Romanya’da olduğu gibi
hastaneler kapatılmadan, sağlık emekçileri iş için başka ülkelere göç eden
köleler olmadan, halk sağlık hakkından tamamen yoksun kalmadan bu uygulamalara
son verilmesi için tüm emek ve demokrasi güçleri mücadele birliği içinde
olmalıdır. 15.07.2010

 

 

                                                              MERKEZ YÖNETİM
KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]