Sağlık Bakanlığı’nın, her türlü kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılmasını yasaklamadan önce çalıştıkları fabrikada silikozis hastalığına yakalananlar, kendilerine yardımcı olunmasını bekliyor…
Kot kumlama ve taşlama işinde çalıştıkları için 40 kişinin ölmesi kamuoyunda tepkilerin yükselmesine neden oldu. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı yayımladığı bir genelgeyle kot kumlama işinde kum veya silika kristalleri içeren herhangi bir maddenin kullanılmasını yasakladı.

Sektörde çalışan ve iki yıldır hakları için mücadele eden işçiler bakanlığın “yasaklama” kararına ilişkin atılan adımı “olumlu” bulurken, yasağın yetersizliğini de dile getiriyor. Silikozis hastası Mehmet Bekir Başak, “Tedavimiz için hastaneye gitmemiz gerekir ama yeşil kartımız bile yok. Zaten paramız da yok. Bakanlık masraflarımızı karşılasın” derken, hastalığa yakalanmış olan bir başka işçi Abdulhalim Demir, konunun başka boyutuna dikkatleri çekiyor: Çalışma Bakanı valinin, kaymakamın, belediyelerin ve diğer görevlilerin kabahati olmadığına kanaat getirerek davanın açılmasını engelliyor. Açılabilen davalar ise yıllarca sürüyor.

‘İşçi olarak tanınmak istiyoruz’

Kot Kumlama işçisi ve silikozis hastası Abdulhalim Demir, kararın geç alındığını belirterek, “40 işçi öldü. Yüzlerce insan da ölümü bekliyor” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu genelgenin umut verici olduğunu dile getiren Demir, Çalışma Bakanlığı’nın da bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Demir, “Hastane raporlarımız var. Bu raporlarda meslek hastalığına yakalandığımız yazılı. Çalışma Bakanlığı bu raporları dikkate alarak bizleri işçi olarak tanılamalıdır. Ancak o zaman geriye dönük haklarımızı elde edebileceğiz. Sonuçta bizler bu hastalığa yolda yürürken ayağımızdan çıkan tozdan dolayı yakalanmadık” diye konuştu.

‘Bakanlık soruşturma izni vermiyor’

Çalışma Bakanlığı’nın sorumlular hakkında soruşturma izni vermediğine de dikkat çeken Demir, “Çalışma Bakanı valinin, kaymakamın, belediyelerin ve diğer görevlilerin kabahati olmadığına kanaat getirerek davanın açılmasını engelliyor. Açılabilen davalar ise yıllarca sürüyor” dedi.

Adalet Bakanlığı’na da seslenen Demir, mağdur işçilerin yargı harçlarından muaf tutulmasını istedi. Demir, “Türkiye’de dava açmak çok pahalı. Bir de açtığımız davalar yıllarca sürüyor. Bu yüzden davaları güçlükle yürütüyoruz. Maddi olanaklarımız zaten kısıtlı. Kot Kumlama İşçileri ile Dayanışma Komitesi’nin yardımları sayesinde hakkımızı aramaya çalışıyoruz” diye konuştu.

‘Hastaneye gidecek paramız yok’

Çalıştığı süre zarfında silikozis hastalığına yakalanan bir başka işçi de Mehmet Bekir Başak. Başak da çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu savunuyor. İşçi Başak, “Sağlık Bakanlığı genelgede işçilerin hastanelere gitmesi gerektiğini söylüyor. Ancak bizlerin yeşil kartı bile yok. Gitsek hangi parayla gideriz. Zaten hastaneye gittiğimizde de bu sefer hastane masraflarını ödeyemiyoruz. Bu hastalığın tedavisi yok. Ölümü bekliyoruz. En azından hastane masrafları ücretsiz olsun” dedi.

“Yerel yönetimlerin, çıkarılan genelgenin duyulması için çalışma başlatmalıdır” diyen Başak, bu genelgeden birçok işçinin haberdar olmadığını söyleyerek, işçilerin birçoğunun okuma-yazma bilmediğini kaydetti.

‘Bakanlık sorumluluğunu yapmadı’

Çalışma Bakanlığı’nın her konuda yetersiz olduğunu dile getiren Başak, bakanlığın bugüne kadar kot taşlama atölyelerini ciddi bir şekilde denetlemediğini söyledi. Başak sözlerini şöyle sürdürdü: Bakanlık işyerlerinin denetlenmesi için müfettişler gönderirdi. Ancak müfettişlerin geleceği önceden belli olduğu için iş yeri sahibi gerekli düzenlemeleri yapardı. Müfettiş geldiğinde şöyle bir bakıp iş yerinin standartlara uygun olarak işletildiğini rapor ederdi. Şimdiye kadar bu yerleri denetimsiz bırakan, bizleri görmezlikten gelen Çalışma Bakanı artık bu sorumsuzluğunun bedelini ödemelidir.

Sadece 5 günlük sigortası yapılmış!

Tedavisi bulunmayan hastalığa yakalanan 42 yaşındaki Muzaffer Buldu ise kendisinin 5 günlük sigortasının çıktığını, İstanbul’da tedavi gördüğü hastaneden “meslek hastası” raporu aldığını söyledi. Buldu, diğer hastalar ile ölenlerin büyük çoğunluğunun sigorta kayıtlarının çıkmaması nedeniyle perişan olduklarını ifade ederek, “Bu hastalığa ekmek parası için yakalandık. Çocuklarımız var, onların bizlerin yüzünden perişan olmasını istemiyoruz. Bizlerin hastalıktan dolayı emekliliğimizin verilip, çocuklarımızın sağlıklı yetişmesi için yardımcı olunmasını istiyoruz” dedi.
***
Uzman: Hasta olanlar işçi olarak tanınmalı
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, Sağlık Bakanlığı’nın görevini yerine getirdiğini belirterek, kot kumlama işçilerinin haklarına yönelik en büyük adımın Çalışma Bakanlığı’na ait olduğunu söyledi.

Kot kumlama işinde binlerce insanın sigortasız çalıştığını dile getiren Kılıçaslan, “Bu durum kot kumlama işinde çalışan insanların işçi olarak görülmemesine neden oluyor. Böyle olunca da kot taşlamada çalışan insanlar geriye dönük sosyal haklarını ya alamıyor ya da güçlükle elde ediyor. Bu insanlar hizmetlerinin tespiti için yıllarca süren mahkemelerle uğraşıyorlar. Sigortalı çalışan insanların bile davaları 7-8 yıl sürebiliyor. Bu noktada Çalışma Bakanlığı silikozis hastalığı teşhisi konmuş insanları işçi olarak tanımalı” diye konuştu.

Kaynak: BirGün – Elçin Yıldıral 07 Nisan 2009

Sağlık Bakanlığı, ölümle sonuçlanabilen bir akciğer hastalığı olan silikozise yol açtığı gerekçesiyle her türlü kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılmasını yasakladı.

Sağlık Bakanlığından konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, dünyada, 1932 yılından bu yana, silikozis hastalığının önlenmesi için geniş kapsamlı çalışmalar yürütüldüğü belirtilerek, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından ortaklaşa yürütülen Küresel Eylem Planı (1995) sonucunda, 2015 yılına kadar hastalığın tüm iş kollarında görülme sıklığının azaltılmasının, 2030 yılında ise dünyadan tamamen yok edilmesinin hedeflendiği kaydedildi.
Bakanlığın bu çerçevede, silikozisin mümkün olan en erken safhada teşhisi, riskli işlerde çalışanlara yönelik koruyucu önlemlerin zamanında alınması amacıyla yayımladığı genelgede, son yıllarda diş teknisyenlerinde ve kot kumlama işleri yapanlarda silikozis hastalığında artış görüldüğüne dikkat çekildiği hatırlatıldı.

Açıklamada “Ne amaçla yapılırsa yapılsın, püskürtme sırasında yüksek hızla çarptırılan kumun serbest silika içeriğinde artış olduğu ve solunan havada daha uzun süre kaldığı bilinmektedir. Mekanizması bilinmemekle birlikte yeni oluşmuş bu serbest silika partikülleri akciğerlere daha fazla zarar vermektedir. Bu nedenle, kumlama işinde çalışanlarda kısa süreli etkilenmeler sonrası daha kötü seyirli silikozis vakaları görülmektedir. Kumun püskürtme yöntemi ile kullanımı (sandblasting), pek çok Avrupa ülkesinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yıllar önce yasaklanmıştır.” denildi.

Tedavisi yok
Günün tıbbi koşullarında etkili bir tedavi yöntemi bulunmayan bu hastalığın ülkede kot kumlama işinde çalışanlarda bir toplum sağlığı sorunu haline geldiğine dikkat çekilerek, Sağlık Bakanlığı’nın bir süredir koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında ele aldığı silikozis hastalığını önleme çalışmalarında, püskürtme işleminde kum kullanılması konusunun bilimsel komisyon vasıtasıyla sağlık açısından tüm yönleriyle incelendiği bildirildi.

Açıklamada, şunlara işaret edildi:
“Bu çalışmalar neticesinde, bilimsel komisyon kararı, uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuatımızın hükümleri dikkate alınarak; her türlü kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılması yasaklanmıştır. Daha önce bu işlerde çalışıp da, sağlık durumları hakkında güncel kayıt bulunmayan diğer vatandaşlarımız, kendilerine en yakın sağlık kurum ve kuruluşlarında değerlendirilerek ihtiyacı olanların tedavilerine süratle başlanacaktır.”

Kaynak: Radikal 04.04.09

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]