Şırnak Şubemiz ve Şırnak Tabip Odası Cizre’deki Anne ve Bebek Ölümüne İlişkin Açıklama Yaptı

Facebook
Twitter
WhatsApp

BASINA VE KAMUOYUNA
Cizre ilçemizde 27.08.2017 tarihinde devlet hastanesinde yaşanan olayda 31 yaşında 8 aylık hamile olan hasta Feyruz PULAT yaşamını yitirmiştir. Yaşanan bu üzücü olay üzerine hem Şırnak Türk Tabipler Biriliği (TTB) hemde Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası (SES) olarak bu konu üzerinde gerekli hassasiyet gösterilmiş olup, bu doğrultuda gerek hastane yönetimi olsun gerekse de hasta yakınlarıyla görüşülmüş olup gerekli çalışmalar yapılmıştır.
Hastane yönetimi ile yapılan görüşmede Başhekimin izinde olması nedeniyle vekaleten yerine bakan idareciyle görüşülmüş olup vaka ile ilgili “27.08.2017 tarih sabah saatlerinde 112 Acil ambulansı ile hastanın devlet hastanemize getirildiği ve PlesentaPrevia teşhisi konulmuş olup Kadın doğum uzmanının olmamasından dolayı Acil Uzmanı hastayla ilgilenmiştir. Hastanemizde 6 Kadın doğum uzmanından 4’ü istifa etmiş, 1 tanesi de eş durumundan tayin olmuş, geriye kalan 1 tane Doktor da izinde olduğundan, hastanede hiç Kadın doğum uzmanı kalmamıştır.Ondan dolayı hastayı sevk için ilk önce Şırnak devlet hastanesindeki Kadın doğum uzmanıyla görüşülmüş ‘’elinde acil hastalar olmasından dolayı,PlesentaPrevia’lı hastayı sevk edeceğini ve burada da herhangi bir müdahalede bulunamayacağını söylemiştir.’’ Dedikten sonra Silopi devlet hastanesine sevki yapılması için yapılan görüşmeler neticesinde hastayı kabul edeceklerini ve sevk etmelerini istemişlerdir.Ancak hastanın fenalaşıp vefat etmesi üzerine bebeği kurtarmak için Acil Uzmanı ve Genel Cerrahi Uzmanı tarafından sezaryen ile doğum yaptırılmış bunun sonucunda bebekte kurtarılamamıştır.”
Sivil toplum örgütleri ( Şırnak TTB ve Şırnak SES) olarak aile bireylerine başsağlığı dilemek için taziye ziyareti gerçekleştirilmiş olup akabinde vefat eden hastanın eşi Hüsnü PULAT ile yapılan görüşmede ; “ 27.08.2017 tarih saat 04:40 civarlarında 112 acil ambulansını aradığını ambulansın 05:00 civarlarında geldiğini hastamızı ambulansla 05:30 civarlarında hastane aciline götürdük.Hasta NST’nin olduğu odaya alındı.Acil doktoru tarafından Kadın Doğum Uzmanının olmadığını söyledi.Akabinde nöbetçi hekim sevk işlemleri için Şırnak Devlet Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı ile görüşüyor, hastayı kabul edemeyeceğini ve bunun üzerine Silopi Devlet Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı ile iletişime geçildiğini onların da hastayı kabul edemeyeceğini söylemeleri üzerine, hastamı Diyarbakıra götüreceğimi ve bana bunun için de ambulans tahsis etmelerini istedim ancak yeterli ambulanslarının olmadığından ambulansı bulamayacağını hastayı ancak kendi imkanlarınla götürebileceğini söylemiştir.o arada hastanın durumunun gittikçe kötüleşmesi üzerine nöbeti devir alan Acil uzmanı tarafından müdahale odasına götürüldüğü, Genel Cerrahi Uzmanının da gelmesinden sonra yaklaşık 5-10 dk içerisinde doktorlar hastamızın kalbinin durduğunu ve hayatını kaybettiğini söylediler.Ancak bebeğinin yaşadığını ve bunun için sezeryan ameliyatı yapacaklarını söylediler. Belli bir süreden sonra bebeği de kurtaramadıklarını dile getirdiler. Basında belirtildiği gibi İdil’in herhangi bir köyünden gelmediğimizi Cizre Merkez Cudi mahallesinde ikamet ettiğimizi belirtmek istiyoruz.

Bütün bunlar gözönünde alındığında;
-Yaklaşık 150 bin nufüslü bir ilçede Kadın Doğum Uzmanının bulunmamasının başlı başına bir ihmal olduğunu, sevk ve sevk işlemlerinin uzun süren prosedürlerin olması nedeniyle bu tür vakaların önüne geçilemeyeceği anlaşılmaktadır.
-150 yataklı devlet hastanesinde ve Kadın hastalıklarının ve doğurganlık oranının yüksek olduğu bir ilçede tek kadın doğum uzmanı doktorunun olduğu bir sağlık kuruluşunda, idarenin nasıl ve neye dayanarak tek hekimi izne çıkarılması ayrıca üzerinde durulması gereken bir durumdur.
-112 Acil biriminin Cizre Devlet Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanının bulunmadığını bildiği halde neden en yakın kadın doğum uzmanın olduğu bir merkeze götürülmemiştir.
Bu hususlardan anlaşılıyor ki Feyruz PULAT ve bebeğinin ölümü bize göre sıradan bir ölüm değil alenen bir CİNAYETTİR.
Ülkemizde 1998 yılında yayımlanan ve uluslararası belgelere bağlı kalınarak düzenlenmiş olan Hasta Hakları Yönetmeliği ile hasta haklarının uygulanması için sağlık kurumlarına ve sağlık çalışanlarına çeşitli sorumluluklar yüklenmiştir. Ancak Yönetmelik hakların hizmetin içinde yaşama geçirilmesi için yeterli olamamış, konunun tarafları olan hastalarda ve sağlık çalışanlarında hasta hakları konusunda yanılgılar ve bilgi eksiklikleri devam etmiştir. Hasta haklarını uygulamaya geçirmek amacıyla Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hasta hakları yönergeleri yayınlanmış ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı yataklı tedavi kurumlarında yeni kurul ve birimler oluşturulmuştur. Bu bağlamda uluslararası düzlemde Hasta Haklarını ele alan ve ülkemizin de taraf olarak katıldığı bildirgelerin içeriği yol gösterici olarak önem kazanmaktadır.
Yukarıda değindiğimiz hasta haklarına ilişkin temel hakların pratikte bir karşılığının olmadığı en son olarak Cizre Devlet Hastanesinde yaşanan üzücü olayla bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Günümüzde de yapılan yanlış sağlık politikaları yüzünden; artık hekimlik tetkik isteme ve reçete yazma düzeyine indirilmiş, koruyucu hekimlik veya hekimliğin hasta ve hastalığı sorgulayıcı tavrı günümüzün sağlık politikalarının getirdiği hekimlik anlayışına yenik düşmüştür. OHAL sürecinde KHK’ler ile özellikle sağlık alanında yapılan ihraçlar ve tutuklamalar yüzünden toplum üzerinde oluşturulan baskılar hekimler üzerinde de oluşturularak iyi hekimlik uygulamaları engellenmiştir. Uygulanan bu yanlış politikalar hükümetin sağlık politikalarına olan güvenin azalmasına neden olup, beraberinde önü alınamayan istifaları getirmektedir. Kamudan istifa edip özel kurum ve kuruluşlarında görev yapmaları sağlık alanında özel sektörü daha güvenli hale getirilmeye çalışılmaktadır. Yapılan bu gelişi güzel istifalar yüzünden bir çok yerde doktor sıkıntısı yaşanmaktadır. Bunun en iyi örneğini Cizre devlet hastanesi kadın doğum ünitesinde hemen hemen hiç doktor kalmaması sonucunda, yapılamayan müdahaleler yüzünden yaşanan ölüm olayı bize bu gerçeği en acı şekilde bir daha yaşatmış oldu.
Son 15 yıl içinde sağlıkta dönüşüm adı altında uygulanan politikaların sonuçları arasında sağlık çalışanları üzerindeki baskı ve şiddetin artması , hasta sayısına oranla doktor sayısının yetersiz olmasına bağlı doktorların hastalara ayırabildiği zamanın azalması, mesai saatleri içinde doktorların bakabileceğinden fazla hasta bakmak zorunda kalması ,özellikle 5 ve 6. hizmet bölgelerinde hekim sayısının ve kadın hastalıkları ve çocuk hastanelerinin doğum oranı yüksek olan Şırnak ili veya ilçelerinde olmayışı kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının mecburi görev süresini tamamlar tamamlamaz ayrılmasına ve bazen istifa etmesine sebep faktörler arasındadır .

Diğer yandan kanun hükmünde kararnameler ile memurluktan birçok hekimin ihraç edilmesi sonucunda hastanelerde hekim açığının artması bahse konu olan elim olayın başka sebepleri arasında sayılabilir .

Çözüme katkı sunabilecek bazı önerilerimiz var. Özellikle anne ve bebek ölüm hızını daha da azaltmak için İstanbul Ankara ve İzmir gibi birkaç büyük şehirde oluşturulan ve tüm ilin doğum öncesi ,doğum sırasında ve doğum sonrasındaki kanamalara müdahale eden özelleşmiş mavi kod tarzında özel kadın hastalıkları ve doğum ekipleri kurulmasını öneririz . 4 ila 6 kişiden oluşturulabilecek bu ekipler özellikle kamu yada özel hastanelerde çalışan hekimlerin tek başına yönetmekte zorlandığı ve plasenta previa , acreata, percreata ve doğum sonu atonisi gibi kanamalı hastaları hastanın bulunduğu hastaneye yada bu ekiplerin hep hazır bulunduğu sabit bir pilot noktaya hızlı bir şekilde nakli ile müdahale imkanı sağlanabilir . Türkiye’nin her ilinde böyle ekipler kurmak kısa vadede mümkün olmasa da en azından Şırnak Urfa Diyarbakır Mardin gibi doğum oranı çok yüksek illerde kurulması mümkündür

Diğer çözüm önerilerimiz arasında hekimler üzerinde mesleki ve idari mobingin ortadan kaldırılmasının koşullarının yaratılması , sağlıkta şiddetin önünde geçilmesi ve bunun caydırıcılığını sağlayacak ciddi cezai yaptırımların bulunduğu yasal düzenlemelerin yapılması, yeterli hukuki kanıt olmadan haksız yere memuriyetten atılan hekimlerin görevlerine iade edilmesi , dünyanın gelişmiş ülkelerindeki anne bebek ölüm hızlarındaki düşük oranlara ulaşma hedefi doğrultusunda özellikle taşra ve kırsal yerlerde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, çocuk hastalıkları ve sağlığı uzmanı, yenidoğan yan dal uzmanı , yenidoğan hemşiresi sayılarının hızla arttırılması , mevcut yenidoğan ünitelerindeki tam donanımlı kuvöz sayısının arttırılması , hava ambulanslarının kullanımının yaygınlaştırılması , bahsi geçen hemoraji ekiplerinin kurulması, yüksek riskli gebelerinin birinci basamakta çalışan aile hekimleri ve hemşireler tarafından daha dikkatli ve sıkı takip edilmesi , yüksek kanama riski olan gebelerin 8. aydan başlayarak doğuma kadar üçüncü basamak sağlık kuruluşlarınca yakın ve sıkı takip edilmek üzere sevkedilmesi ve bu konuda hastalara her türlü sosyal imkanın sağlanmasını öneririz .

Şırnak Tabip Odası (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) olarak:Vefat eden Feyruz PULAT’ın eşi Sayın Hüsnü PULAT’a ve tüm PULAT Ailesine başsağlığı diler acılarını paylaşıyoruz. Yeni Feyruz’ların ve doğmamış bebeklerin ölmemesi adına, bu olayın yakından takipçisi olacağımızı bu ihmalkarlıkta kusuru olan her kim varsa Hukuk önüne çıkarılıncaya kadar peşini bırakmayacağımızı, tüm kamuoyuna bildiriyoruz.
Saygılarımızla.

ŞIRNAK TTB ŞIRNAK SES

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]