ŞANLIURFA; Soruyoruz: Başbakan’ın Ülkesinin ‘Acil’ Sağlık ortamından haberi var mı. Haberi olmadığına göre gelin Acil Servisleri Bir de Birlikte Gezelim!

Facebook
Twitter
WhatsApp

Başbakan Binali Yıldırım’ın AKP Grup Toplantısında “Dün bir arkadaşımız söyledi, çok ilgimi çekti. Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Ne için gidiyorlarmış biliyor musunuz? Kız bakmaya gidiyorlarmış. Artık hastaneler o kadar şirin hale geldi ki, vatandaşlar oğullarını, kızlarını evlendirmek için acil servislere gidiyorlar, oralara yuvalar kurmak için ziyaretler yapıyorlar. Acil servisler artık sadece sağlık hizmeti vermiyor, yuva kurmak için de hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu” şeklindeki 13temmuz2016sanliurfa2sözlerini hayretler içinde izledik. Bu açıklamalarla Başbakan sadece sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini değil, acil sağlık hizmetine ihtiyaç duyan vatandaşları da zan altında bırakmıştır. Vatandaş ile sağlık emekçisini karşı karşıya getiren, sağlık emekçilerini özellikle de kadın sağlık emekçilerini itibarsızlaştıran bu magazinsel üslup nedeniyle hem bu servisleri kullanan vatandaşlardan hem de sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinden derhal özür dilemelidir.

Başbakan tarafından oldukça kaba biçimde “kız bakma yeri” olarak tarif edilen acil servisler özellikle kadın sağlık emekçilerine yönelik şiddetin ve tacizin en yoğun yaşandığı birimlerin başında gelmektedir. Böylesi açıklamalar, üslup sorununun da ötesinde, özellikle mevcut sorunların üzerini örtme gayretiyle yapılmaktadır. Acil servisler ve hastaneler başbakanın bahsettiği gibi “şirin” yerler değil, yıllardır çözüm üretilmeyen ve AKP’nin politikaları nedeniyle de sorunların patlama noktasına geldiği yerlerdir. Ve hepsinin ötesinde, sarf ettiği bu sözlerin kadın emek gücünün en yoğun olduğu iş kollarından biri olan sağlık iş kolunda, başta kadın sağlık çalışanlarını olmak üzere, acil servislerde görevli sağlık çalışanlarını cinsel nesne haline getirdiğini biliyor mu?

Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak şiddete, fiziksel, kimyasal ve biyolojik risklere rağmen hizmet üretmeye çalışıyoruz. Bunların yanı sıra nöbet, vardiya, aşırı çalışma, çalışma süresinin uzunluğu ve düzensizliği, stres, gebelik ve çocuk büyütmede sorunlar, eğitim ve araştırma olanaklarında kısıtlılık, yabancılaşma gibi çalışma koşulları ve çalışma ortamının sonucunda gelişen çok sayıda sorunumuz söz konusudur. Özellikle hastanelerin acil servislerinde hizmet üretirken şiddete ve mobbinge çok daha yoğun maruz kalıyoruz.

Acil servisler gibi hasta ve hasta yakınlarıyla doğrudan ve yoğun biçimde temas içinde olunan birimlerde çalışan çok sayıda sağlık emekçisi arkadaşımız şiddet nedeniyle hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Bir yandan da bölgemizdeki sokağa çıkma yasakları nedeniyle çok sayıda hastanenin çeşitli birimleri işlevsiz kılınmış, hastaların savaş koşullarında sağlık hizmetine erişimi neredeyse imkansız hale getirilmiştir. Acil servislerdeki sorunları, şiddet olaylarını, hak kayıplarını defalarca dile getirdik, haykırdık, belgeledik, iş bıraktık, hukuki yollarla mücadele verdik. Bugün ne yazık ki Başbakan tarafından sarf edilen bu talihsiz sözler sözün bittiğini ortaya koyar niteliktedir

Yıllardır dillendirdiğimiz sorunlara kulaklarını tıkayan Başbakana ve Sağlık Bakanı’na  soruyoruz;

–Türkiye’de yıllık acil servis vaka sayısının 115 milyonu, yani mevcut nüfusumuzu geçtiğini, bu haliyle Türkiye’nin dünyadaki “nadir” ülkelerden biri olduğunu,

–Torba yasalarla iş güvencemize ipotek koyuyor, emekçileri güvencesiz işlere mecbur bırakıyorsunuz.

— Cepten ödemelerin her geçen gün arttırıldığı sağlık sisteminde, başta Genel Sağlık Sigortası prim borçluları olmak üzere, sağlık güvencesi olmayan pek çok yurttaşımızın sıklıkla acil olmayan sebeplerle soluğu acil servislerde almak zorunda kaldığını,

–Sağlık, sosyal hizmet ve sosyal güvenlik bütçeleri hazırlanırken kadınları yok sayıyor, Toplu İş Sözleşmesi masasında konuşmamıza dahi katlanamıyorsunuz.

–Hastanelerde mobbinge ve sağlık emekçilerine yönelik şiddete karşı önlem almıyor, çalışanları korumak için kılınızı kıpırdatmıyorsunuz. Sağlıkta akıl almaz boyutlara ulaşan şiddet olaylarının en çok 112 ve acil servislerde yaşandığını,

–Çocuğun bakımı ile ilgili meseleler için kilit öneme sahip kreş konusunda yıllardır tek adım atmıyorsunuz.

–Ücretsiz doğum izni süresinde yüz yüze kaldığımız sorunlarımızı görmezden geliyorsunuz.

–Kadınların yasal haklarını değil ısrarla geleneksel rollerini hatırlatarak  kadın emekçilerin güvencesiz çalışma koşullarını ses çıkarmadan kabul etmemizi bekliyorsunuz.

–Hastaneler ve hizmet ürettiğimiz her yer bizler için mücadele alanıdır ve bizler taleplerimizin daha fazla görmezden gelinmesine izin vermeyeceğimizi buradan bir kez daha bildiriyoruz.

Artık yeter, ülkemizin sağlık ortamı ile ilgili gayrı ciddi hiçbir yorum ve uygulamaya sessiz kalmayacağımızı tekrar hatırlatıyor, Başbakan’ı acil servislerde görevli sağlık çalışanlarından özür dilemeye ve hepsinden ötesi ciddiyete davet ediyoruz. Dileriz ki, Başbakan Binali Yıldırım’ın sözlerini yerinde dinleyen Sağlık Bakanı da çalışma ortamımıza yönelik çalışma ahlakı dışı bu yorumlara karşı tavrını koymaktan geri durmaz.14.07.2016

 

 

                                                                     SES URFA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU ADINA

                                                                                                              ŞUBE EŞBAŞKANI

                                                                                                          RUKEN KİLİNÇ

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]