AKP, 7 Haziran Milletvekili seçimlerinde kaybettiği iktidarını yeniden kazanmak için ülkemizi şiddet, çatışma ve savaş ortamına hızla sürükledi.

20 Temmuz tarihinde Suruç’ta Kobaneli çocuklara oyuncak götüren 33 devrimcinin katledilmesi ile başlatılan savaşın acı sonuçları devaadiyaman10ekimcagri2m ediyor. Yüzlerce insanımızın yaşamını yitirmesiyle birlikte ülkenin dört bir yanından anaların feryatları yükseldi.

Baskı, şiddet, yargısız infaz, tutuklama, basına sansür ve her türlü demokratik hakkın kısıtlanması/yasaklanması gibi faşizan ve antidemokratik uygulamalar her geçen gün artarak devam ediyor.

İşte böylesi bir ortamda canımızı dişimize takarak halkın sağlığı için çabalıyoruz.

Ama ne yazık ki, savaş koşullarında bile sağlık kurumlarının ve sağlık emekçilerinin dokunulmazlığı olmasına rağmen başta Nusaybin, Cizre, Silopi, Van, Bitlis, Tatvan, Lice, Varto, Silvan, Şemdinli, Sur, Yüksekova, Beytüşşebap olmak üzere birçok il/ilçede tehdit ediliyor, darp ediliyor hatta öldürülüyoruz.

Sağlık kurumları taranıyor, hastaneler özel hareketin karargâhı haline getiriliyor…

Birkaç örneği kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Cizre Devlet Hastanesi’nde görev yapan ve üyemiz olan hemşire Eyüp Ergen nöbetten çıkıp evine giderken keskin nişancılar tarafından hedef gözetilerek vuruldu; polisin ambulansa izin vermemesi nedeni ile yaralı halde bir saati aşkın bir süre bekletildi ve bu nedenle hayatını kaybetti.

Silopi’de çatışmalarda yaralı olarak devlet hastanesine getirilen yaralılara müdahale etmek isteyen doktorun kafasına polis tarafından silah dayandı, tehdit ve hakaret edildi.

Dersim’de çatışma bölgesinde yaralı almak üzere giden ambulanslar özel hareket polislerince taranmış, ambulansta bulunan sağlık emekçileri yaralanmış ve darp edilmiştir.

Cizre’de 9 gün süren sokağa çıkma yasağında sağlık emekçileri sağlık kurumlarına gidememiş, sağlık hizmetleri verilmesi engellenmiş, tedavi edilebilir durumda olan insanlar bu yüzden hayatlarını kaybetmiş, onlarca diyaliz hastası tedavisini sürdüremediği için ölümle yüz yüze kalmıştır.

Aynı günlerde Diyarbakır Kulp’ta da Toplum Sağlığı Merkezinde çalışan hekim Abdullah Biroğlu PKK üyelerinin yol kontrolü sırasında öldürülmüştür.

Tüm bu şiddet ortamı ve sağlık alanının dokunulmazlığının açıkça ihlali, Beytüşşebap’ta bir sağlık emekçisi arkadaşımızın daha ölümüne yol açmıştır. 26 Eylül tarihinde, Beytüşşebap’ta kaymakamın talimatı ile yaralı almaya giden ambulans özel harekât noktasından açılan ateş sonucunda sendikamızın üyesi ve ambulans şoförü Şeyhmus Dursun öldürülmüştür.

Birkaç münferit vakadan ibaret olmayan bu duruma ilişkin sendikamız aylardır açıklamalarda bulunarak Sağlık Bakanı’nı görevini yerine getirmeye, sağlığı ve sağlık emekçilerini korumaya, önlem almaya çağırıyoruz.

Ne yazık ki, sağlık hizmeti sunumu ve sağlık çalışanlarının sağlığını önemsemeyen Sağlık Bakanı ya “başkan seçseydik kaos olmayacaktı” gibi açıklamalarla sarayın gözüne girmeye çalışıyor.

Ya da Şeyhmus Dursun’un öldürülmesiyle ilgili olduğu gibi olayın sorumluluğunu üstünden atmak için hızlıca bir açıklama yapmış ve olayları çarpıtarak kamuoyunu yanıltıyor.

Yani Sağlık Bakanı, halkın sağlığından ve sağlık çalışanlarının canından bi haber, kendi iktidarını sağlamlaştırma derdinde…

Ama başta sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olmak üzere yoksul emekçi halk bunun farkında, bu kirli savaş politikalarına, anti demokratik uygulamalara ve faşizme karşı ayağa kalkıyor.

Ayrıca;

10 Ekim’de de emek, barış ve demokrasi için ülkenin dört bir yanından yola çıkarak Ankara’da buluşuyoruz.

Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini ve halkımızı sağlıklarına ve geleceklerine sahip çıkmak için 10 Ekim’de Ankara’da yapılacak olan mitinge katılmaya davet ediyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyururuz. 29.09.2015

 

Cahit ÖNDER

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)

Adıyaman Şube Eşbaşkanı

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]