“Yurttaşlarınızın sağlığını bozma ve en zayıf olanlarımızı erkenden mezara gönderme pahasına borç almaya hakkınız yok”

Menia Loukeri nurse at a psychiatric hospital shouts slogans during a protest outside the Health Ministry in Athens, Monday, Feb. 11, 2013. Several hundreds of protesting health care workers gathered outside the Health Ministry Monday, amid fears that a psychiatric hospital outside Athens could be targeted for drastic cuts or even closed. Health Minister Andreas Lykourentzos met with a delegation of protesters to reassure them that there were no plans to close the facility. (AP Photo/Thanassis Stavrakis)

Son birkaç yıldır, Yunanistan uzun süren ve tahripkar bir ekonomik krizin pençesinde. Bu da Yunan toplumu üzerinde şiddetli sağlık sorunlarına yol açıyor. Ekonomik kriz, ezici çoğunluğu sağlık güvencesinden yoksun nüfusu öylesine etkiledi ki psikolojik ve davranışsal bozukluklardan dolayı ölümler ve intiharlar arttı.

Portekiz, İtalya, İrlanda ve İspanya gibi diğer Avrupa ülkeler de ekonomik çalkantılara maruz kaldıysa da, Yunanistan ekonomisindeki sürekli gerileme benzer durumdaki diğer ülkelere göre daha şiddetli etkiler yarattı. Son dönemlerde bir Yunan arkadaşımın bana dediği gibi: “Yunanistan, sadece aşağı inen bir asansör gibi…”

“Troyka” (Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu), kritik durumdaki yoksullara yönelik daha fazla korumanın teşvik edilmesindense, Yunan hükümetini özellikle yoksullar arasında temel insani hizmetlere erişimin kaçınılmaz olarak kısıtlanmasına yol açacak kemer sıkma politikaları uygulamaya zorladı.

Ekonomik kriz, toplumun diğer kesimlerine aynı ölçüde zarar vermedi. Örneğin, krizin farklı zamanlarında yüksek gelirliler intiharlardan bazı korunmalara sahip gözükürken, ekonomik çalkantı zafiyeti daha da büyüten koşullar yarattı. Bu da krizden ciddi bir şekilde etkilenen ruh sağlığı hizmetinin giderek işlevsizleşmesine bağlı olarak gelişti. Bu bağlamda ruh sağlığı hizmetinin en çok ihtiyaç duyulduğu zamanda daha az etkili olduğu paradoksal bir durum var.

Tarihsel olarak Yunanistan dünyada intihar oranının en düşük olduğu ülkelerden biri olmasına rağmen son yıllarda intihar vakalarında dramatik bir artış gözlemleniyor. British Medical Journal’ın çalışmasında “Haziran 2011’de yeni kemer sıkma önlemlerine geçiş süreci, toplam intiharlarda ve erkek intiharlarında ani ve süreklileşen artışın başlangıcı oldu” deniliyor. Genel olarak intihar girişimlerinde 2009 ve 2011 arasında yüzde 36’lık artış oldu ve buna paralel majör depresif bozukluğun da halk içerisindeki yaygınlığını artış oldu.

Damardan uyuşturucu kullananların sayısındaki artış HIV enfeksiyonlarına (AIDS) yakalananların sayısında da artışa yol açtı. Bunda koruyucu programlardaki aksamalar da etkiliydi. 2009 ve 2012 arasında uyuşturucu kullananlar arasında yeni HIV enfeksiyonu sayısı 14’ten 484’e yükseldi. Lancet’e göre tüberküloz vakaları 2012 ve 2013 arasında iki katından daha fazlasına yükseldi.

Yunan hastaneleri de çökmenin eşiğinde. Hükümet sağlık harcamalarını 2009 ve 2012 arasında yüzde 25 düşürdü ve 2010’dan beri de ilaç harcamlarını yüzde 32 oranında düşürdü. Kamu hastanelerinin bütçelerinde, bazı durumlarda yüzde 50 olmak üzere, sert bir şekilde kesintiler yaşandı, işten atmalar, test donanımında ve malzemelerden kesinti ve emekliye ayrılan veya ülkeyi terk eden doktorların yerine yeni doktor almama gibi uygulamalar başgösterdi.

Sağlık güvencesinin kapsamı maliyeti düşürücü önlemlerle kısıtlandı. Ülkedeki sağlık bakım hizmetleri istihdam durumuna ya da sosyal güvenlik planına bağlı olduğu için, işsizlikteki yükseliş ve hükümetin sosyal güvenlik kesintileri birçok insanı sağlık sigortasız bıraktı. Ayrıca, özel sigortalı birçok orta gelirli kişi şu an devlet hastanelerine dönüyor. Yeni hasta akışı zaten aşırı yük altındaki sağlık emekçileri üzerinde ekstra baskı oluşturuyor.

Bir zamanlar dünyada nüfus başına düşen doktor oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Yunanistan’da sağlık çalışanları daha az doktorun olduğu zengin ülkelere kitlesel göç ediyormuş gibi görünüyor. Kentteki tabip odasının aktardığına göre yanlızca Atina’da 4 bin kadar doktor kriz başlayıp harcamalar kesildiğinden beri kenti terketti. Ayrıca çok sayıda yetkin bilim insanı da ülkeyi terk etti.

Hekim göçü, ilaç şirketlerinin ödenmeyen faturalardan dolayı tedariği askıya alması üzerine ilaçlardaki ve tıbbi ürünlerdeki kısıntılarla şiddetlendirildi. Ek olarak, acil servis hemşirleri daha az kaynakla aşırı çalıştırılırken mezun hemşirelerin üçte birinin mezuniyet sonrasında dört yıla kadar işsiz kaldığı tahmin ediliyor.

Kalp krizi ve solunum problemi gibi kimi hastalıklardaki artış Yunanlıların kronik stress yaşaması ve krizin yarattığı yaşam koşullarının kötüleşmesi ile alakalı. Beklendiği gibi, insanların kendi sağlık durumlarına ilişkin algıları da kriz boyunca sürekli olumsuzlaştı. Bir grup Yunan akademisyenin açık mektup ile hükümeti uyardığı gibi: “Yurttaşlarınızın sağlığını bozma ve en zayıf olanlarımızı erkenden mezara gönderme pahasına borç almaya hakkınız yok.”

28 Temmuz 2015

* Dr. Cesar Chelala, uluslararası halk sağlığı uzmanı.

[Counterpunch’taki İngilizcesinden Sendika.Org tarafından çevrilmiştir]

http://www.counterpunch.org/2015/07/28/effect-of-greeces-economic-crisis-on-pu

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]