1. Dönem 4. MTK 25-26 Haziran 2015 tarihlerinde Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Denetleme Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleri ile birlikte 58 Şube/Temsilcilikten 91 katılımcı ile toplandı.
  2. Merkez Temsilciler Kurulumuza 17 ilden katılım olmamıştır.

1-Geçmiş Sürecin Değerlendirilmesi

a-Siyasal Süreç

b-Sendikal Süreç

2-Önümüzdeki Dönemin Programlanması

a-TİS Süreci

b-İşkolumuza yapılacak eylem ve etkinlikler(program)

c-Örgütlenme

d- 2 Temmuz

e-1 Ağustos Kuruluş Yıl dönümü

f-1 Eylül Dünya Barış Günü

3-İzmir Şubemizde Yaşanan İstifalar

4-Yönetmelikler

5- Kapanış

Gündemleri ile toplanan 8. Dönem 4. Merkez Temsilciler Kurulumuza katılan temsilcilerden 35 kişi gündeme ilişkin görüşlerini bildirmişlerdir.

Sonuç bildirgesi, bu görüş ve öneriler doğrultusunda hazırlanmıştır.

Merkez Temsilciler Kurulumuz 2015 1 Mayısı, Metal işçilerinin direnişleri, onlarca işyerinde farklı işkollarında devam eden mücadeleler, kamu emekçilerinin toplu sözleşme hazırlıklarının yanı sıra, emekçilere ve halkın nerdeyse tüm kesimlerine yönelik saldırıların sürdürüldüğü, kadın cinayetlerinin her gün yaşandığı, kadın katillerinin her türlü indirimden yararlandırılarak aklanmaya devam edildiği ve Türkiye’deki halklar ve emekçiler için kritik önemi olan 7 Haziran seçiminin tamamlandığı bir sürecin ardından toplanmıştır.

7 Haziran seçim sonuçları ve sonrasında ortaya çıkan siyasi tablo, Türkiye açısından yeni bir dönemin başlangıcı anlamına gelmektedir. AKP’nin geriletilmesi, barış ve demokrasi için yeni imkânların yaratılması amacıyla bir araya gelen emek ve demokrasi güçleri 7 Haziran seçimi ile yeni mevziler kazanmıştır. 12 Eylül ürünü yüzde 10 barajı yıkılmış, AKP’nin tek başına hükümet kurması engellenmiş, başkanlık sistemi tartışmaları sonlandırılmıştır. 7 Haziran seçimleri ile AKP’nin Ortadoğu’daki savaş politikaları, IŞİD ve El Kaide gericiliğine verdiği destek, Kobane direnişinde aldığı tutum önemli ölçüde reddedilmiştir. Seçimler öncesinde iktidarın Ağrı provokasyonu ile başlayan sürecin, Adana ve Mersin’de HDP binalarının bombalanması, Bingöl ve Erzurum’da yaşananlar ve son olarak Diyarbakır’da patlatılan bombalara rağmen halkının sağduyulu yaklaşımı ile boşa çıkarılmış olması oldukça önemlidir. Seçimin sonucu, demokratik Türkiye mücadelesi, Kürt sorununun demokratik-barışçıl çözümü, Aleviler ve diğer inanç gruplarına yönelik ayrımcı uygulamalara son verilmesi ve eşit yurttaşlık hakkının tanınması, baskıcı otoriter yönetim anlayışının terk edilerek temel hak ve özgürlüklerin sınırlarının genişletilmesi açısından yeni olanakların ortaya çıkmasını sağlamıştır. 13 yıllık AKP iktidarının iç ve dış politikada hayata geçirdiği saldırgan, kutuplaştırıcı, ayrımcı ve gerginliğe dayanan politikalara sandıkta net bir yanıt verilmiştir. Kısaca 7 Haziran seçim sonuçları halklar, emekçiler ve gelecek için bir umut olmuştur.

Seçimle somutlanan bir diğer önemli başlık da kadın mücadelesinin önündeki olanaklardır. Kadınların seçim öncesinde de güçlü bir biçimde devam eden mücadelesi, ayrımcılığa karşı eşitlik mücadelesi ile daha da güçlenmeye olanak verecek mevziler elde etmiştir. Bu seçim adaylarıyla, birlikte çalışma pratikleriyle, LGBTİ örgütleriyle yaratılan dayanışma ağlarıyla her şeyden önce kadınların önemli bir zaferi olarak okunmalıdır. Kadın cinayetlerinin ve kadınlara yönelik şiddetin giderek tırmandığı Türkiye’de kadınlar, LGBTİler ve açık ayrımcılığa uğrayan tüm kesimlerin ortak mücadelesi ile açığa çıkan bu olanakların değerlendirilmesi için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.

Seçim sonuçlarının sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için de bu duygularla karşılandığı temsilciler kurulumuz tarafından ifade edilmiştir. Seçim dönemlerinde işyerlerinde yaşanmasına sıkça tanık olduğumuz ayrışmaların ve tartışmaların bu seçim döneminde yerini umuda ve dayanışmaya bıraktığı gözlenmiştir. Seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı umut, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin 8 Haziran sabahına daha umutlu, daha mutlu, daha güvenli başlamasına vesile olmuştur.

Bilindiği gibi, sağlık ve sosyal hizmet alanı kadın emekçilerin oldukça yoğun biçimde emek verdiği ve şiddete uğradığı alanlardır. Başta kadına yönelik şiddet olmak üzere sağlık emekçilerine yönelik şiddete karşı ortak bir zeminde geniş kesimlerle kolektif biçimde çalışmaya ve politikalar üretmeye sendikamız tüm gücüyle katkı koyacaktır.

Seçim sonuçlarının AKP iktidarını geriletilmiş olması ile birlikte, yapacak daha çok işimiz olduğunun farkında olarak, “bu daha başlangıç” diyoruz. Sendikalar, emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere, halkların gerçek anlamda eşit ve özgür olduğu, demokratik bir Türkiye mücadelesi veren bütün kesimlerin, emek ve demokrasi güçlerinin bu yeni dönemde taleplerini daha güçlü ve etkili bir şekilde hayata geçirmesi gerektiği gerçeği ile, ülkenin ve emek hareketinin geleceğini yakından ilgilendiren her konuda taraf olduğumuzu ve bu sorumlulukla hareket edeceğimizi bir kez daha dile getiriyoruz.

Seçim sonrası hükümet kurma tartışmalarının olduğu bu dönemde sendikamız ve KESK, bu tartışmalara müdahil olmalı; emekçilerin ve halkların talepleri olan asgari ücret, güvencesizlik, örgütlenme özgürlüğü, iç güvenlik paketinin geri çekilmesi, barış sürecinin devam etmesi vb. Taleplerimiz siyasi partilerle görüşmeler yapılarak, kamuoyu ile paylaşılarak görünür hale getirilmelidir.

Emperyalist ülkeler ve işbirlikçileri ”eğit-donat” adı altında ”ılımlı islam” projesini yarattılar; bunu da yine kendi yarattıkları, besleyip-büyüttükleri  IŞİD ‘i  kullanarak yaptıklarını biliyoruz. Bununla birlikte dünya kamuoyunda çok tepki çeken IŞİD barbarlığına karşı ise ÖSO ‘yu alternatif göstermeye çalışmaktadırlar. “IŞİD barbar, ÖSO ilerici” algısı yaratmaya çalışmaktadırlar. Ama unutulmamalıdır ki; IŞİD ve ÖSO aynı zihniyetin ürünüdür, aynı zihniyetten beslenmektedir; dolayısıyla ÖSO en az IŞİD kadar tehlikeli ve barbardır. Emperyalistler ve yerel işbirlikçisi Türkiye de bunu çok iyi biliyor ve kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmiyor.

7 Haziran seçimi sonrasında AKP iktidarının ve sermaye güçlerinin yeniden güçlenmek için izlediği ve izleyecekleri politikalar karşısında emekçilerin ve halkın mücadelesini büyütme sorumluluğu ile karşı karşıyayız. AKP iktidarı bir yandan TÜSİAD gibi sermaye örgütleri ile işbirliğini tazeleme ve ilerletme girişimlerini sürdürürken, bir yandan “YPG İŞİD’den daha tehlikelidir” propagandasını yayarak IŞİD desteğini ve Ortadoğu politikalarını meşrulaştırma çabasındadır. 25 Haziran’da İŞİD’ın Kobane’ye tekrar saldırarak katliamda bulunmasını kınıyor, bu saldırılardan IŞİD’in en büyük destekçisi olan AKP’nin sorumlu olduğu hatırlatıyoruz. Dün olduğu gibi bugün de Kobane’nin yanında, saldırıların ve İŞİD’ı destekleyenlerin karşısında olduğumuzu ifade ediyoruz.

28 Şubat 2015 tarihinde devlet/hükümet ve İmralı heyetiyle birlikte açıklanan Dolmabahçe mutabakatı sonrasında kesintiye uğrayan sürecin ilerlemesi için tecritin kaldırılması, sürecin  eşit ve özgür koşullarda şeffaflaştırılarak toplumsallaştırılması, onurlu, adil ve kalıcı bir barış için önemlidir.

Merkez temsilciler kurulumuz, işçi sınıfı hareketi açısından da önemli bir direnişe tanıklık ettiğimiz bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Bursa’da Renault fabrikasından başlayarak onlarca fabrikaya ve binlerce işçiye yayılan mücadele, işçilerin kendilerine dayatılan toplu iş sözleşmesini ve kötü çalışma koşullarını kabul etmeyerek taleplerine sahip çıkarak ve kendi öz örgütlülüğüne güvenerek yürüttüğü bir mücadeledir. Metal işçilerinin direnişi, sermaye ve onun çeşitli türden temsilcilerinin yıllardır güçlü bir direnç olmaksızın “tıkır tıkır” sürdürdüğü sömürü düzenine yönelik güçlü bir yanıt olmuştur. Kamu emekçilerinin toplu sözleşme sürecinin de yaklaştığı bir dönemde, yandaş sendikaya isyan bayrağı açan metal işçilerinin direnişleri, bizim açımızdan da oldukça öğreticidir.

2015 toplu sözleşme süreci hazırlıklarımız ve bundan sonra sürdüreceğimiz çalışma da çeşitli yönleri ile ele alınmıştır. Seçim sonuçları da dikkate alınarak toplu sözleşmenin Eylül ayına ertelenmesi için çalışma yürütülmesi ve KESK’in bu konuda girişimlerde bulunmasının gerekli olduğu ifade edilmiştir. Toplu sözleşmenin Eylül ayında olması, hem seçim sonrası hükümet tartışmaları düşünüldüğünde hem de bütçe belirlenmesine de etkide bulunabilmek açısından önemlidir. MTK, toplu sözleşme bağlamında işyerlerinden başlayarak oluşturulan taleplerin çalıştaylar ile belirginleşmesini ve bir mücadele programına dönüştürülmesini önemli bulduğunu ifade etmiştir.

Bu çalışmanın sürdürülmesi ve ilerletilmesi açısından:

  • Yapılan anket çalışmaları ve TİS Kurultay sonuçlarının hızlı bir şekilde ve bir kampanya biçiminde örgütlenerek, materyal geliştirilmesi ve işyerlerindeki emekçilerle paylaşılması,
  • Yapılan çalışmaların görünürlüğünü arttırmak üzere ulusal ve yerel basının yanı sıra sosyal medyanın aktif bir şekilde değerlendirilmesi,
  • Ortaya çıkan taleplerin işyerlerinde gündem haline getirilmesi, işyerlerinde planlı ve sistematik eylemlilikler düzenlenmesi önemlidir.
  • Toplu iş sözleşmesi süreci üye sayısını arttırmak, iş yerlerini aktive etmek ve geniş etki alanı oluşturmak için değerlendirilmelidir.
  • Taleplerimizi halka yaygınlaştırmak için kendi taleplerimizin yanında katkı paylarının muayene ücretlerinin kaldırılması yönünde de çalışmalar yürütmeliyiz.

Merkez temsilciler kurulumuz, sendikal sürecimizi de çeşitli yönleri ile tartışarak önümüzdeki dönem için sonuçlar çıkartmıştır.

Yetki dönemini geride bıraktığımız süreç içerisinde, üye sayımızı arttırmış olmakla birlikte sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin içinde bulunduğu kötü koşullar ve Memur-Sen’in emekçilere verdiği zararın açıkça teşhir olduğu koşullarda örgütlülük düzeyimiz yeterli değildir. Seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı olanaklar ve sorumluluklarımız bağlamında, örgütlülüğümüzü geliştirmek için planlı ve sistematik bir çalışma yürütülmesine ihtiyaç vardır.

Diyarbakır şubemiz tarafından paylaşılan çalışma deneyimi, doğru adımları attığımızda örgütlülüğümüzü arttırma ve emekçileri mücadeleye katma konusunda başarılı olmamamız için bir neden olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Diyarbakır şubemiz, iktidarın sağlık emekçilerini bölme ve umutsuzluğa itme politikasına, sağlık emekçilerin sorunlarını sahiplenerek, emekçileri sorunları etrafında birleştirerek cevap vermiştir. Emekçilerin acil sorunlarından biri olan mobbinge karşı sürdürülen ve bir haftaya yayılan mücadele süreci, taşeron çalışanlardan uzman hekimlere kadar emekçilerin birleştirildiği bir mücadele süreci olarak örnek bir deneyim oluşturmuştur. İşyerlerinin hepsinde temsilcilik odalarının bulunduğu ve işyeri temsilciliklerinin aktif olarak çalıştığı ısrarlı çalışma sonucunda Diyarbakır şubemiz il yetkisini de alarak mücadeleyi güçlenerek sürdürmektedir.

  • Nisan ayından itibaren başlattığımız hakkımızı istiyoruz eylemliliğini, TİS sürecinde taleplerimizi alanda ifade ederek sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin talebi haline dönüştürmek gerekmektedir. TİS sonrasında da Eylül’den başlayarak bu eylem ve etkinlikler boyutlandırılarak, iş bırakmayı da hedeflemek dahil farklı eylem biçimleriyle sürdürülerek kazanımla sonuçlandırılacak bir mücadele örülmelidir.Bu süreci yürütürken başta konfederasyonumuz olmak üzere tüm emek ve demokrasi güçleriyle mücadelenin ortaklaştırılması önemlidir.
  • Başta anayasa olmak üzere Kürt sorunu TMK, MİT, YÖK, siyasal partiler yasası, seçim barajı dokunulmazlık basın ve sansür yasası, iç güvenlik yasası, gerici eğitim, sağlıkta talan düzeni, ekolojik yıkım, kadın cinayetleri, iş cinayetleri tüm yakıcılığı ile karşımızda durmaktadır. Barış, demokrasi ve emek mücadelesinin hiç olmadığı kadar iç içe geçtiği bu dönem toplumsal muhalefetin genişletilmesi açısından önemli olanakları içermektedir. Bu süreç, sendikamız ve konfederasyonumuz tarafından iyi biçimde değerlendirilmelidir.
  • Şube denetim raporlarında eksiklikler bulunmaktadır ve merkez ile örgütün yerel ayakları arasındaki iletişimin sağlıklı bir yapıya kavuşması gerekmektedir. Eylem ve etkinlik raporları etkin biçimde kullanılmalı ve paylaşılmalıdır.
  • Örgütün durumu, gerekli bilgileri ve istatistikleri de içerecek şekilde sürekli gözden geçirilmeli ve bilgiler güncellenerek örgütle sık sık paylaşılmalıdır. Üye sayımızın nitelikli biçimde artması için özel bir çalışma yürütülmelidir. İşyeri temsilcilerinin kapasitelerinin geliştirilmesi ve etkinlik alanlarının arttırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır, iş yeri temsilcilerimiz her türden çalışma için kilit roldedir.
  • Sağlıkta şiddet artık hepimiz için göz ardı edilemez boyutlardadır. Bu konuda acilen özel ve sistematik çalışma yürütülmeli ve ortaklıklar geliştirilmelidir.
  • Sağlık ve sosyal hizmet alanındaki öğrencilerle ilişkilerimizin geliştirilmeye ve büyütülmeye ihtiyacı vardır.
  • Sol-sosyalist ve Kürt kadın mücadelesinin ortaklaştırılması ve etkin biçimde bir araya gelişlerin örgütlenmesi oldukça önemlidir. Sağlık ve sosyal hizmet alanında özellikle kadın emekçilerin deneyimlediği sorunlar öne çıkarılmalı ve bu konuda özel materyaller hazırlanmalı ve geniş kesimlerle paylaşılmalıdır.
  • İşkolumuzun farklı alanlarında öznel sorunlar yaşandığı bilinmektedir. Bunlardan biri olan üniversitelerde yaşanan sorunlar için bu alana ilişkin özel materyaller çıkartılmalı, açıklamalar yapılmalıdır.
  • 2 Temmuz Sivas katliamının yıldönümü yaklaşmıştır. Bu yıl da bu kapsamda yapılacak eylem ve etkinlikler ve anma programlarında sendikamız bir özne olarak yer almaya devam edecektir. Sivas’ta yapılacak etkinlik programı kapsamında Sivas şubemiz çalışmalarını sürdürmektedir. Bununla birlikte merkez yönetim kurulumuzun da Sivas’ta gerçekleştirilecek programda yer alacaktır.
  • 1 Ağustos Sendikamızın kuruluş yıldönümü etkinliklerini, sendikamızı, mücadelemizi ve mücadele programımızı sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile paylaşacak etkinlikler olarak bugünden başlayarak planlamalıyız.
  • 1 Eylül Dünya Barış günü kapsamında yapılacak eylem ve etkinlik programı için şimdiden başlayarak bir hazırlık sürecine girmeliyiz. Ayrıca 1 Eylül için Hatay’da merkezi ya da bölgesel miting yapılması noktasında KESK’e öneride bulunulmalıdır.
  • Yönetmeliklerin daha detaylı değerlendirilmesi için Ekim ayı MTK sına bırakılmıştır. Sadece Kadın Meclisi Yönetmeliği gündeme alınmış. Yönetmelik MTK tarafından onaylanmıştır.
  • MTK’da gündeme gelen Manisa Şubemizde yaşananlarla ilgili durumun incelenip gerekli işlemlerin yapılması kararlaştırılmıştır.
  • Merkez temsilciler kurulumuz İzmir Şubemizde yaşanan süreci değerlendirmiş olup; örgütsel işleyişimizin daha sağlıklı işlemesi; disiplin ve denetleme kurullarımızın daha itinalı çalışması, örgütsel bütünlüğümüz içinde yaşadığımız sorunları örgütsel kurumlarımızı zemin alarak tartışmak ve tüketmek gerektiği; geçmişten bugüne birlikte yarattığımız mücadeleyi birlikte geleceğe taşıma noktasında kararlılığını ifade etmiştir.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]