BASINA VE KAMUOYUNA

 

2002 de iktidara gelen AKP hükümeti sağlıkta dönüşüm programı adını verdiği     sağlık politikasını geliştirmeyi vaat etmiştir. bu politikalar ekseninde sağlığın her alanda parasız olacağını, katılım paylarının ortadan kalkacağını, muayene kuyruklarının olmayacağını kadiuyesiddetkinamataahüt etmesine rağmen kapitalist modernitenin neoliberal sağlık politakalarını uygulamaktan öteye gidememiştir. siyasal iktidar bu sorunu çözmekten öte, var olan sömürü sisteminin koruyucusu olmuştur.yine akp hükümeti sağlıkta dönüşüm adını verdiği gerek ana akım medya ile gerekse kamu spotlarıyla mükemmel bir sağlık sisteminin oluşturulduğu algısı yaratmaya çalışmıştır.fakat geldiğimiz noktada siyasal iktidar her alanda olduğu gibi sağlık alanında da insan yaşamını seçim odaklı siyasetine malzeme etmiştir. bu itibarla sağlık emekçileri ile halk hergün karşı karşıya getirilmektedir. Bunun bir yansımasını da; geçen Cuma Tatvan doğumevin de emekçi bir kadın arkadaşımız yaşamıştır. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, sağlık sistemindeki şiddet ve benzeri aksaklıklara karşı hergün alanlarda olup bunları dinlendirmemize rağmen, hükümet sağlık emekçilerine yönelik hiçbir iyileştirmeye gitmemiş, aksine var olan sağlık kırımını devam ettirmiştir. bununla birlikte sağlık bakanı     Müezzinoğlu Türkiyeyi polis devletine dönüştürecek olan iç güvenlik paketini savunarak bununla sağlıkta şiddetin önüne geçileceğini idda etmiş olması hükümetin sağlık emekçilerine yönelik yaklaşımını ortaya koymaktadır.gerek aciller ile ilgili düzenlemeler gerekse sağlıkta şiddete yönelik beyaz kod uygulamasının sembolik  olarak haber vermeden öte bir anlam ifade etmediği ve günlük ortalama 30 a yakın başvurunun olması ,fakat bakanlığın bu konuda herhangi bir ciddi soruşturma açmaması ortaya koyulan uygulamaların algı manipülasyonundan başka bir şey olmadığını göstermektedir. Sağlık çalışanlarının ortaya koydukları emeği görmezden gelerek %3+3 zammı çok görüp bunu bile pazarlık haline getirmesi yine bununla beraber savcı ve hakimlere 1300 lira zam, öğretim görevlilerine 850 lira zam yapmış olması hükümetin bizlere reva gördüğü yaşamın göstergesidir.bu zor koşullarda sağlık hizmeti üretmeye çalışan bizlere yönelik sağlıkta sömürü mekanizması olarakta adlandırılabilecek performansa dayalı sağlık politikası, biz emekçileri kendisine köle haline getirmeye çalışmakta ve tüm yaşamımızı yok saymaktadır.

   Siyasal iktidarın bu yıkım politikaları biz emekçileri ve halkı karşı karşıya getirmekte ve şiddete maruz kalmamamıza sebep olmaktadır Tatvan doğumevinde   yaşadığımız bu olay da sağlıkta uygulanan yanlış politikaların sonucudur.

Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası SES olarak, üyelerimizin ve tüm sağlık çalışanlarının her zaman ve her konuda yanında yer alacağımızı bir kez daha deklere eder, tüm olaylarda olduğu gibi Tatvan doğumevinde görevi başında şiddete maruz kalan sağlık emekçisi kadın arkadaşımızın da yanında olduğumuzu ve şiddeti kınadığımızı belirtiyoruz.

 

                                                                  BİTLİS ŞUBE YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]