Hastanelerimiz ve Hastalarımız İktidarın Piyasacı Politikalarına ve Kadrolaşma Hırsına Kurban Ediliyor.

Facebook
Twitter
WhatsApp

Ülkemizde gün geçmiyor ki hastanelerden kaza ya da yangın

haberi gelmesin. Gün geçmiyor ki dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle şifa için gelenler ölmesin. Kimi hastane enfeksiyonundan,  kimi yangından, kimi elektrik kesintisi yüzünden ölüyor.

HASTANELERDEKİ YÖNETİM KRİZİ, CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR.

Her siyasi iktidarın yaptığından farklı bir şey yapmayan AKP iktidarı da kadrolaşma adına hastanelere ehliyet ve liyakat sahibi olmayan hastane yöneticileri atadı. Üniversitelerin Sağlık İdareciliği mezunları boş gezerken her işten anlayan yandaşlarını kamunun her alanında olduğu gibi bu alanda da tek söz sahibi yaptı.

  “Sağlıkta Dönüşüm” adı altında sağlık sistemini piyasacı mantıkla  “karlı işletme”lere dönüştürme programı da bununla birleşince sıkıntılar daha da kaçınılmaz oldu. Kar eden ve kendi kendine yeten hastaneler yaratmak için, hastaneleri yeterli sağlık personelinin yanı sıra idari ve teknik  personelden de mahrum bıraktılar, bu hizmetleri yürüten personeli de üvey evlat olarak gördüler.

“Toplam Kalite Yönetimi” adı altında hastanelerin görünür yüzünü cilaladılar, otelcilik hizmetlerini ön plana çıkardılar,hastanelerin en görünür yerlerine ISO Kalite Belgeleri astılar.

Otelcilik geliştirildi ama hastanecilik bitirildi. Şimdi ise ölen hastaların arkasından timsah gözyaşı döküyorlar.

Hastanelerde bu tür olaylar genellikle geceleri oluyor. Çünkü; Saat 17.00 den sonra ve hafta sonlarında nöbetçi şef ve olabildiğince seyrekleştirilmiş sağlık personelinden başka 1 ya da 2 teknisyen, gündüz çalışan onlarca personelin işini yapmak zorunda kalıyor. Hatta herhangi bir branştan bir teknisyen tüm alanlardan sorumlu olarak nöbete kalıyor.

Hastane mimarisinde olmazsa olmaz kriterler varken ve dünyada bir standarda gidilirken ülkemizde maalesef bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın bir çalışması görülmemektedir. İşin ehli olmayan yandaş müteahhitlere verilen hastane inşaatları, bitmek bilmeyen tadilat ve tamiratlar, yarım bırakılan işler hastane mimarisi olmadığını, aslolanın taşeronluğun sürdürülmesi olduğunu gösteriyor.

Ambulans şoförlerini bile çok görerek ambulansları sağlık personeline kullandıran bir mantıktan  hastane mimarisinde ve teknolojisinde standart beklemek tabiî ki hayalcilik olur. Teftiş kurulunun yapacağı incelemeden bir iki teknisyen ile nöbetçi memur kusurlu görülürse şaşırmayalım.

Bizce bu yangının kusurlusu yok, suçlusu var.

O suçlu da özelleştirmeden, taşeronlaştırmadan, paraya endeksli sağlık hizmeti sunma mantığından ve kadrolaşma hırsından vazgeçmeyen Sağlık Bakanlığıdır.

Her şeye rağmen biz yine önermelerimizi yapacağız;

-Sağlığın hiçbir alanında taşeron çalıştırılmamalı, hizmet üretimi de sunumu da parçalanmamalıdır

-Mevcut personel hemen kadroya alınmalı, eleman eksikliği giderilmelidir.

Hastanelerde ehliyetsiz ve liyakatsiz yöneticilik yapanlar derhal bu görevlerinden alınmalıdır.

-Tedavi Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde “Mimari ve teknoloji” birimi oluşturulmalıdır.

-Yeteri kadar teknik personel kadrosu oluşturularak görev tanımları yapılmalı ve bu görevleri dışında çalıştırılmamalıdır

-Mevcut hastanelerde halen tamirat ve tadilat yapan müteahhitlerin işleri TMMOB denetimine sokulmalıdır.

Hastanelerin özelleştirilmesi için atılan adımlardan derhal vazgeçilmelidir.

Bursa Devlet Hastanesi’nde  HAYATINI KAYBEDENLERİN YAKINLARINA SABIR VE BAŞSAAĞLIĞI, YARALILARA DA ACİL ŞİFALAR DİLERİZ.

26.05.2009  MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]