İYONLAŞTIRICI RADYASYON KAYNAKLARI İLE ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELİ YÖNETMELİĞİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİMİZ

Facebook
Twitter
WhatsApp

 

Madde 5: Atom Enerjisi Kurumu tarafından verilen lisans, cihazın 5 yıl için kayıt altına alarak, bu süre için bir defaya mahsus ölçüm yapılmasını sağlamaktadır. Hasta ve çalışan güvenliği yönünden herhangi bir iyileştirici planlama içermemektedir. Kullanılan tüm cihazların periyodik bakımı ve kalibrasyonu düzenli yapılarak, çalışanların ve hastaların güvenliğinin sağlanması gerekmektedir.  Bu nedenle aşağıda belirtilen biçimde yapılan testlerin sonuçları çalışanlara bildirilmeli, çalışanların ve hastaların görebileceği şekilde ilan edilmelidir.  Bir cihazın optimum çalışmasını sağlamak üzere yapılması gereken test ve kalibrasyonlardan bazıları;

Ø      Doğrusallık ölçümü: 2-3 ayda bir yapılmalıdır.

Ø      Tüp voltajının (kV) doğruluğu ve tekrarlanabilirliği testi: 1-2 yılda bir yapılmalıdır.

Ø      Işık alanı uygunluk testi: 1-2 ayda bir yapılmalıdır.

Ø      Otomatik ışınlama kontrolü testi: Yılda bir yapılmalıdır. 5. maddenin 3, 4 ve 5. şıklarında yer alan ifadeler nesnel ölçütlere dayanmadığından uygulanmasında da sıkıntı yaşanacaktır. Sağlık kuruluşlarımızın Radyoloji Departmanlarında sorumlu hekim (Radyolog)  olmadan da, radyoloji departmanları çalıştırılmaktadır. Bu durumda sorumluluğun radyoloji teknikeri veya teknisyenine bırakılması uygun olmadığına göre, Radyoloji uzmanın olmadığı durumlarda sorumluluğun hangi branşlardaki hekimlere verileceği açıkça belirtilmelidir.          Gereksiz ve tekrar çekimlerin önlenebilmesi sadece hasta ve yakınlarının bilgilendirilmesi ve radyolojik tetkiklerin hasta tarafından saklanması ile sınırlandırılamaz ve sonuç alınamaz. Bu nedenle, hastaya verilecek veya sağlık karnelerine eklenecek ‘Hasta Radyasyon Kartı’ oluşturulabilir ve bu karta; hastaya hangi tarihte hangi filmin çekildiği, ne kadar doz verildiği ve hangi klinikte uygulandığı gibi bilgiler kaydedilebilir.            Ayrıca, gereksiz tetkiklerin önemli bir kısmının performans puanlanmasından kaynaklandığı gerçeği göz ardı edilmemelidir.  Yine,  halk arasında çok tetkik isteyen hekimin “iyi hekim” olduğu yanılsaması da tetkikleri artıran nedenler arasında bulunmaktadır. Teknisyenler tarafından yapılan tekrar çekimlerin önemli nedenleri ise eğitim eksikliği, iş yoğunluğunun yarattığı dikkat eksikliği ve cihazların eski veya bakımsız olmasıdır. Bu sorunları giderici önlemler de yönetmelikte yer almalıdır. Yeni gelişmeler ve sık değişen teknolojinin yakından takip edilebilmesi için hizmet içi eğitime önem verilmelidir. İlgili personel için düzenli periyotlarla eğitim seminerleri düzenlenmesi uygun olacaktır.      

Madde 6: Radyasyon güvenliği komitesi, mevcut durumu ile çoğunlukla kağıt üzerinde kalan, işlevini yerine getiremeyen durumdadır. Bu nedenle komiteler yeniden düzenlenmelidir. Komitelerde fiilen radyasyon alanında görev yapılan her birimden ve bu birimlerde fiilen görev yapan her meslek grubundan ve işyerinde örgütlü sendika temsilcilerinden temsilci bulunmalıdır. Komitenin birimlerde radyasyon güvenliği sağlanmadığını tespit etmesi halinde, güvenlik sağlanana kadar faaliyeti durdurma yetkisi bulunmalıdır.  

Madde 7: Sağlık personelinin iyonlaştırıcı radyasyon ile çalışması konusunda 2368 sayılı kanunun 5614 sayılı kanunla değişik 2. maddesine eklenen, “ Ancak, bu personelden iyonlaştırıcı radyasyon ile teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personel, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenen radyasyon dozu limitleri içinde çalıştırılabilir.” hükmü diğer bazı kanun ve Tüzüklerle çelişmektedir.            3153 sayılı ve 19.04.1937 tarihli kanuna dayanılarak çıkarılmış bulunan ve halen yürürlükte olan Radyoloji, Radyum ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname bir bütün olarak tüm çalışma koşullarını ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Bu Tüzüğün 22. maddesinde hastanelerde röntgen ve radyum ile tam müddetle (günde 5 saat) çalışan kimselerin hastanenin başka işlerinde kullanılamayacağı, gece uykularını ihlal edecek iş verilemeyeceği açıkça belirtilmektedir.Anayasamızın 124. maddesinde, kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını göstermek amacıyla ve bunlara aykırı olmayacak şekilde yönetmelikler çıkarılacağı belirtilmektedir. Normlar hiyerarşisinde tüzükler yönetmeliklerin üzerinde olduğundan, Radyoloji Tüzüğüne aykırı yönetmelik çıkarılamaz. Dolayısıyla hazırlanan yönetmelik taslağı Radyoloji Tüzüğüne uygun olmak zorundadır. Burada ifade edilen, “hasta yükünün fazlalığı” sağlık kuruluşlarımızdaki hasta yükü ve çalışan sayısının yetersizliği ile birlikte ele alındığında soyut kalmaktadır. Hasta Yükü fazlalığının ölçüsü neye göre belirlenecektir.  Doktor sayısı mı, Tekniker sayısı mı, Cihaz sayısı mı, günlük çekim sayısı mı? Soruları çoğaltabiliriz. Bu konuda objektif kriterler belirlenmelidir.  Burada azami elemana düşen hasta sayısı net olmadığı gibi, çekim yapacak radyoloji teknikerine düşen hasta, çekim ve şutlama sayıları belirtilmemiştir. Bu şekilde bir çalışma ortamında işin yükünü taşıyan teknisyen/tekniker, doktor, diğer sağlık çalışanı ile yönetim arasında çıkacak karmaşa hastaları zora sokacağından bir teknisyene ve bir doktora düşecek hasta sayıları netleşmeli ve ortalama alınacak doz üzerinden hesaplama yapılmalıdır.  Günlük çalışma süresi 5 saat olarak bırakılmalıdır. 5 saat sonrası başka iş verilmemelidir. Dozimetre ölçümünde aylık limitini aşan sağlık personeline tıbbi teşhis sonrası hekimin uygun gördüğü sürelerde izine ayrılma hükmü, şua izninin yerine konulmamalı, şua izni kullanımına devam edilmelidir. Radyasyona maruz kalmanın riskinin uzun yıllarda ortaya çıktığı dikkate alınarak, şua izni doz aşımına bağlı kalmadan verilmeye devam edilmelidir.  

Madde 8:Bugün çalışanların %80 inden fazlasında bulunan dozimetre AB kriterlerine uygun olmayıp, bunların yenileriyle değiştirilmesi sürecinde ne yapılacağı, değişimin ne kadar zamanda gerçekleşeceği ayrıca belirtilmelidir. Ülkemizde kullanılan dozimetre türü film dozimetre olup, AB ülkelerinde ise TDL dozimetre kullanılmaktadır. TAEK’nun dozimetre ölçümlerinin doğru olmadığı genel kanısının değişmesi ve güvenilirliğinin artması için TAEK dozimetre ölçüm laboratuarlarının denetimi kurallara bağlanmalı ve bu denetimler ilgili dernek, sendika, vb. kurumlara da açık olmalıdır.  Uluslararası Atom Enerji Ajansı, Türkiye’nin de katılımcı olarak bulunduğu  “Mesleki Maruz Kalmanın Denetiminde Radyasyondan Korunmanın Optimizasyonu“ konulu bir rapor hazırlamıştır. İlgili Rapor 2002 yılında Viyana da ortaya konulmuştur. ( Safety Report Series No:21, Optimisation of Radiation Protection in the Control of Occupational Exposure, international Atomic Energy Agency, Vienna,2002, s:57-62) . Söz konusu raporda 1 man-Sievert doza maruz kalmanın maddi karşılıkları hesaplanmıştır. Ülkemizde böyle bir doza maruz kalmanın maddi değeri ve korunma önlemlerine ilişkin bir hesaplama cetveli oluşturulmuş değildir. İtalya gibi Avrupa ülkelerinde Radyoloji alanında çalışanlar, ek ücretlendirme/ tazminatlarla ve sağlık izinleri ile maruz kaldıkları riske karşı bir güvence elde etmiş bulunmaktadırlar. Ülkemizde de İyonizan Radyasyon kullanılarak yapılan işler sıradan tanı ve tedavi işlemlerinin ötesinde özellikli, yüksek riskli işler olarak değerlendirilmelidir.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]